Translation of "Liberal" in English

Mary bir liberal.

Mary is a liberal.

Ben bir liberal değilim.

I am not a liberal.

Tom'un liberal olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a liberal.
- I know Tom is a liberal.

Bay White, liberal bir politikacıdır.

Mr. White is a liberal politician.

Tom çok liberal bir kişidir.

Tom is a very liberal person.

Liberal görüşlü bir komşum var.

I have a liberal neighbor.

Tom oldukça liberal, değil mi?

Tom is quite liberal, isn't he?

Tom çok liberal, değil mi?

Tom is very liberal, isn't he?

Liberal mi yoksa muhafazakar mısın?

Are you a liberal or conservative?

Tom çok liberal görüşlere sahiptir.

Tom has very liberal views.

Devlet başkanı liberal reformları duyurdu.

The president announced liberal reforms.

Muhafazakârlarla geçinebilen bir liberal olduğum için

But the more people started to praise me

Tom tam olarak bir liberal değil.

Tom isn't exactly a liberal.

Tom herkese sempati duyan bir liberal.

Tom is a bleeding-heart liberal.

O herkese sempati duyan bir liberal.

He's a bleeding-heart liberal.

O, herkese sempati duyan bir liberal.

She's a bleeding-heart liberal.

Tom'un liberal olduğunu öğrenmek beni şaşırttı.

I was surprised to learn that Tom was a liberal.

Halkın çıkarlarını gözetecek liberal bir hükümet kuracağız.

We shall form a liberal government that takes into account the interests of the people.

Bu, Türkiye'nin daha liberal(solcu) kesimlerinde huzursuzluk yarattı.

This stirred unrest in Turkey’s more liberal urban areas.

Tom bir liberal mı yoksa bir muhafazakar mı?

Is Tom a liberal or conservative?

Ve liberal dış politikaları ile batıyla yakın ilişki kurdu.

And his liberal foreign policies built a close relationship with the West which paved the

Tom ve Mary ikisi de oldukça liberal, değil mi?

Tom and Mary are both quite liberal, aren't they?

İster Avrupalılaşmış Türkiye'de, ister liberal Bahreyn'de, federalist Birleşik Arap Emirlikleri'nde, mutlakiyetçi Katar'da, tarihi Ürdün'de, petrole bağımlı Umman'da olsun, tüm bu yerlerde, yalnızca dünyaya açılmanın onları daha iyi uluslara dönüştürebileceği inancı hakimdir.

Whether it be in Europeanized Turkey, liberal Bahrain, the federalist United Arab Emirates, absolutist Qatar, historical Jordan, oil-dependent Oman, in all of these places the belief prevails that only opening up to the world can transform them into better nations.