Translation of "Görüşlü" in English

0.009 sec.

Examples of using "Görüşlü" in a sentence and their english translations:

Dar görüşlü birisin.

- You're a prude.
- You are a prude.

Dar görüşlü değilim.

I'm not narrow-minded.

Tom dar görüşlü.

- Tom is closed-minded.
- Tom is narrow-minded.

O dar görüşlü biridir.

He's a prude.

Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.

- I don't think I'm narrow-minded.
- I don't think that I'm narrow-minded.

Tom dar görüşlü görünüyor.

Tom seems to be narrow-minded.

Açık görüşlü olmaya çalışıyorum.

I'm trying to keep an open mind.

Sanırım Tom geniş görüşlü.

- I think Tom is broad-minded.
- I think that Tom is broad-minded.

Sanırım Tom dar görüşlü.

- I think Tom is petty.
- I think that Tom is petty.

Tom çok açık görüşlü.

Tom is very open-minded.

Sağ görüşlü bir komşum var.

I have a right wing neighbor.

Sol görüşlü bir komşum var.

I have a left wing neighbor.

Liberal görüşlü bir komşum var.

I have a liberal neighbor.

Tom dar görüşlü, değil mi?

- Tom is petty, isn't he?
- Tom is narrow-minded, isn't he?

Tom'dan açık görüşlü olmasını istedim.

I asked Tom to keep an open mind.

Kötü görüşlü insanlar uzağı göremezler.

People with bad vision cannot see far.

Bu kadar dar görüşlü olma!

Don't be so narrow-minded!

Tom dar görüşlü olduğumu söylüyor.

Tom says I'm narrow-minded.

Daha açık görüşlü olman gerekir.

You should be more open-minded.

Tom oldukça dar görüşlü, değil mi?

Tom is quite narrow-minded, isn't he?

Tom çok dar görüşlü, değil mi?

Tom is very narrow-minded, isn't he?

Her zaman açık görüşlü olmaya çalıştım.

I've always tried to keep an open mind.

O dar görüşlü dindar bir kızdı.

She was a narrow-thinking religious girl.

Sadece senin dar görüşlü fikirlerin ilginç.

Only your narrow-minded ideas are interesting.

Leyla dar görüşlü, kibirli bir kişidir.

Layla is a close-minded arrogant person.

Basiretsiz dar görüşlü bir padişahın İstanbul'u fethettiğini

that a short-sighted sultan conquered Istanbul

Tom sadece dar görüşlü davranıyor, değil mi?

Tom is just being petty, isn't he?

Bu kadar ileri görüşlü bir dahiden bahsediyoruz farkındamısınız?

Are you aware that we are talking about such a far-sighted genius?

Leyla gerçekten dogmatik ve dar görüşlü bir kişidir.

Layla is a really dogmatic and close-minded person.

Dar görüşlü bir yaklaşımla yorumlanmamalı. Bazen kötü olan iyidir.

with a small-minded attitude. Sometimes, what's bad is good.

- Tom sağcıdır.
- Tom sağ görüşlü.
- Tom sağ kanatta oynuyor.

Tom is a right-winger.

- Tom ufak tefek, değil mi?
- Tom dar görüşlü, değil mi?

- Tom's mean, isn't he?
- Tom is petty, isn't he?

Tom ve Mary'nin ikisi de oldukça dar görüşlü, değil mi?

Tom and Mary are both quite narrow-minded, aren't they?

- Tom açık görüşlü, değil mi?
- Tom açık fikirli, öyle değil mi?

Tom is open-minded, isn't he?

- Tom gerçekten bağnaz, değil mi?
- Tom gerçekten dar görüşlü, değil mi?

Tom is really narrow-minded, isn't he?

- Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
- Bu ülkeyi yine çok iyi yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.

We need a forward-looking leader to make this country great again.