Translation of "Leş" in English

0.005 sec.

Examples of using "Leş" in a sentence and their english translations:

Belki bir leş falandır.

Maybe a carcass or something.

O leş gibi kokuyor.

That stinks.

Burası leş gibi kokuyor.

- It stinks here.
- It stinks to high heaven in here.

Belki bir leş falan bulmuşlardır.

Maybe a carcass or something.

- Burası leş gibi kokuyor.
- Burası insanın burnunun direğini kırıyor.

It stinks to high heaven in here.

- Bu berbat.
- Bu korkutucu.
- Bu kötü.
- O berbat.
- Bu leş gibi.

That's horrible.

Biz Türkler de çok temiz olduğumuzu, bütün Batılıların leş gibi pis olduğunu

We, Turks, constantly say that we are all nice and clean

Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.

A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.