Translation of "Kullanıyorum" in English

0.016 sec.

Examples of using "Kullanıyorum" in a sentence and their english translations:

- Twitter kullanıyorum.
- Ben Twitter kullanıyorum.

- I'm using Twitter.
- I am using Twitter.

Aletleri kullanıyorum.

I'm using tools.

Bilgisayarı kullanıyorum.

I'm using the computer.

Haklarımı kullanıyorum.

I exercise my rights.

Twitter kullanıyorum.

- I'm using Twitter.
- I am using Twitter.

Bilgisayarlar kullanıyorum.

I use computers.

- Bilgisayarları kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanırım.

I use computers.

- Twitter kullanıyorum.
- Ben Twitter kullanıyorum.
- Twitter kullanırım.

- I'm using Twitter.
- I am using Twitter.
- I use Twitter.

- İnternet'i profesyonelce kullanıyorum.
- İnternet'i profesyonel olarak kullanıyorum.

I use the internet professionally.

Kontakt lens kullanıyorum.

I wear contact lenses.

Ben Twitter kullanıyorum.

- I'm using Twitter.
- I am using Twitter.

Ben bunu kullanıyorum.

I use this.

Bu masayı kullanıyorum.

I use this desk.

Bir scooter kullanıyorum.

I ride a scooter.

Güneş panelleri kullanıyorum.

I use solar panels.

O bilgisayarı kullanıyorum.

I'm using that computer.

Ben doğum kontrolü kullanıyorum.

I use birth control.

Ben o fincanı kullanıyorum.

I'm using that cup.

Ben bir bilgisayar kullanıyorum.

I'm using a computer.

Ben bu bilgisayarı kullanıyorum.

I use this computer.

Şu anda çekici kullanıyorum.

I'm using the hammer right now.

Şu anda onu kullanıyorum.

I'm using it at the moment.

Onlarla ortaklaşa araba kullanıyorum.

I carpool with them.

Onunla ortaklaşa araba kullanıyorum.

I carpool with him.

Ben bir BMW kullanıyorum.

I drive a BMW.

Bir güvenlik duvarı kullanıyorum.

I use a firewall.

Her gün onu kullanıyorum.

I use it every day.

Ben aslında bunu kullanıyorum.

I actually use this.

Ama, ben yetenek sözcüğünü kullanıyorum

But, I use the word skill

Bu yüzden tekerlekli sandalye kullanıyorum.

which is why I now use a wheelchair.

Neredeyse iki yıldır araba kullanıyorum.

I've been driving for almost two years now,

Ben yeni bir bilgisayar kullanıyorum.

- I am using a new computer.
- I'm using a new computer.

Ben bir makine çevirisi kullanıyorum.

I'm using a machine translation.

Odayı kız kardeşimle birlikte kullanıyorum.

I use the room with my sister.

Ben özel bir öğretmen kullanıyorum.

I'm using a private teacher.

Elektrikli bir diş fırçası kullanıyorum.

I use an electric toothbrush.

Senin kullandığın aynı kitabı kullanıyorum.

I'm using the same book as you are.

Ben seninle aynı kitapları kullanıyorum.

I'm using the same books as you are.

Hâlâ Tom için oy kullanıyorum.

I'm still voting for Tom.

Nadiren elektrikli el aletleri kullanıyorum.

I seldom use power tools.

Bu ifadeyi çok nadiren kullanıyorum.

I use this expression very rarely.

Her gün bir bilgisayar kullanıyorum.

I use a computer every day.

Olta yemi olarak solucan kullanıyorum.

I use worms as bait.

Toplu taşımaya bindikten sonra kullanıyorum.

I use it after getting on public transportation.

Beceri ya da düşünce olarak kullanıyorum.

to believe in yourself, to accomplish any task,

Hayat kısa, bu yüzden Python kullanıyorum!

Life's short, so I use Python!

Mac kullanıyorum, Windows 95 dosyasını açamıyorum.

I use a Mac, I can't open a Windows 95 file.

Tuvalet kağıdı yerine ıslak mendil kullanıyorum.

I use wet wipes instead of toilet paper.

- Vitaminler alırım.
- Vitamin alıyorum.
- Vitamin kullanıyorum.

I take vitamins.

Burada gündelik terimleri kullanıyorum, elbette ki.

I'm using everyday terms here, of course.

Sosyal medyada bir tek Twitter'ı kullanıyorum.

On social media, the only avenue I still support is Twitter,

Mac kullanıyorum, Windows 95 dosyalarını açamıyorum.

I use a Mac, I can't open Windows 95 files.

- Sağduyumu kullanıyorum.
- Sağduyuyla hareket ediyorum.
- Sağduyulu davranıyorum.

I'm using common sense.

Araştırmam için İnternet'i bir kaynak olarak kullanıyorum.

I use the Internet as a resource for my research.

Ben bir kase ve bir kaşık kullanıyorum.

I'm using a bowl and a spoon.

Ben bu odayı bir depo olarak kullanıyorum.

I'm using this room as a storeroom.

Çince çalışmak için bütün yazılım çeşitlerini kullanıyorum.

I use all kinds of software to study Chinese.

Şu an üç yaşında bir bilgisayar kullanıyorum.

I'm now using a three-year old computer.

Bir arabam var, ancak onu nadiren kullanıyorum.

I have a car, but seldom use it.

Ben müzik yazılımının 30 günlük deneme kopyasını kullanıyorum.

I am using a 30-day trial copy of the music software.

- Hızlı sürüyorum.
- Hızlı araç kullanıyorum.
- Ben hızlı sürerim.

I drive fast.

- Bu bilgisayarı epeydir kullanıyorum.
- Bu bilgisayar bayağıdır bende.

I've had this computer for a long time.

- Ben onu her gün kullanırım.
- Her gün onu kullanıyorum.
- Onu her gün kullanırım.
- Her gün kullanırım.
- Her gün kullanıyorum.

I use it every day.

Her iki bacağımı kırdığım dan beri koltuk değneği kullanıyorum.

I'm on crutches since I broke both my legs.

Biraz fandöten, biraz allık ve bir göz kalemi kullanıyorum.

I'm wearing some foundation, a bit of blush and some eyeliner.

Yani mendiller ya da iskambil kağıtları gibi küçük nesneleri kullanıyorum.

which means I manipulate small objects like handkerchiefs or playing cards.

O kadar garip bir tabir ki artık günlük olarak kullanıyorum.

A phrase which oddly enough I now use on a daily basis.

Google'ın otomatik çevirisini kullanmaktan hoşlanmıyorum ama karşılaştırma için onu kullanıyorum.

I don't like to use Google's auto-translation, but I do use it for comparison.

Ben birkaç gündür Paris'teyim. Louvre müzesini ziyaret etme fırsatını kullanıyorum.

I'm in Paris for a few days. I'm taking advantage of that to visit the Louvre.

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

My arms are just balancing. Having the rope wrapped around my foot that allows me to push up.

- Arabam var, ama çok nadir kullanıyorum.
- Arabam var, ama neredeyse hiç kullanmıyorum.

I have a car, but I hardly ever use it.

- Ben onu her gün kullanırım.
- Her gün onu kullanıyorum.
- Onu her gün kullanırım.

I use it every day.

- Bir dikiş makinem var ama onu çok nadir kullanıyorum.
- Bir dikiş makinem var ama onu nadiren kullanırım.

I have a sewing machine, but I rarely use it.