Translation of "Konuşmalıyım" in English

0.008 sec.

Examples of using "Konuşmalıyım" in a sentence and their english translations:

Seninle konuşmalıyım.

I have to speak with you.

Tom'la konuşmalıyım.

- I've got to talk to Tom.
- I have to speak with Tom.
- I have to talk to Tom.
- I must speak to Tom.
- I must speak with Tom.
- I must talk with Tom.
- I need to speak to Tom.
- I should talk to Tom.
- I must talk to Tom.

Biriyle konuşmalıyım.

I've got to talk to someone.

Kimle konuşmalıyım?

Who should I talk to?

Onunla konuşmalıyım.

I must speak with her.

Onlarla konuşmalıyım.

I must talk with them.

- Seninle konuşmalıyım.
- Seninle konuşmam gerekiyor.
- Sizinle konuşmalıyım.

- I need to talk with you.
- I must talk to you.

Belki Tom'la konuşmalıyım.

Maybe I should have a talk with Tom.

Derhal Tom'la konuşmalıyım.

I have to speak to Tom immediately.

Şimdi Tom'la konuşmalıyım.

I have to talk to Tom now.

Sizden biriyle konuşmalıyım.

I need to talk to one of you.

Sanırım Tom'la konuşmalıyım.

I think I need to talk to Tom.

Ne hakkında konuşmalıyım?

What should I talk about?

Önce onunla konuşmalıyım.

I need to talk to her first.

Belki onunla konuşmalıyım.

Maybe I should talk to her.

Tom'la yalnız konuşmalıyım.

I need to talk to Tom alone.

Sanırım seninle konuşmalıyım.

- I think I need to talk to you.
- I think that I need to talk to you.

Sanırım onlarla konuşmalıyım.

I think I need to talk to them.

Sanırım onunla konuşmalıyım.

I think I need to talk to him.

Hâlâ onlarla konuşmalıyım.

I still need to talk to them.

Hâlâ onunla konuşmalıyım.

I still need to talk to him.

Gerçekten onlarla konuşmalıyım.

I really need to talk to them.

Gerçekten onunla konuşmalıyım.

I really need to talk to him.

Şimdi onlarla konuşmalıyım.

I need to talk to them now.

Şimdi onunla konuşmalıyım.

I need to talk to him now.

Önce seninle konuşmalıyım.

I need to talk to you first.

Önce onlarla konuşmalıyım.

I need to talk to them first.

Sadece onlarla konuşmalıyım.

I just need to talk to them.

Sadece onunla konuşmalıyım.

I just need to talk to him.

Belki onlarla konuşmalıyım.

- Perhaps I should talk to them.
- Maybe I should talk to them.

Neden onlarla konuşmalıyım?

Why should I talk to them?

Neden onunla konuşmalıyım?

Why should I talk to him?

Fadıl ile konuşmalıyım.

I must talk to Fadil.

Bir avujatla konuşmalıyım.

I need to talk to a lawyer.

Neden Fransızca konuşmalıyım?

Why should I speak French?

Sizinle konuşmalıyım çocuklar.

I need to talk to you guys.

Tom, seninle konuşmalıyım.

Tom, I must talk to you.

İngilizce mi konuşmalıyım?

Must I speak English?

Tom'la Mary hakkında konuşmalıyım.

I must speak to Tom about Mary.

Seninle özel olarak konuşmalıyım.

I must speak to you privately.

Şu anda seninle konuşmalıyım.

- I need to talk to you now.
- I need to talk to you now!

Bu gece seninle konuşmalıyım.

I need to talk to you tonight.

Seninle Tom hakkında konuşmalıyım.

I have to talk to you about Tom.

Belki de Tom'la konuşmalıyım.

Perhaps I should talk to Tom.

Tom'la tek başıma konuşmalıyım.

I need to speak with Tom alone.

Önce Tom ile konuşmalıyım.

I have to talk to Tom first.

Yeni plan hakkında onunla konuşmalıyım.

I have to talk with her about the new plan.

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerekir.

I'm supposed to talk to Tom.

- Onunla konuşmam gerekiyor.
- Onunla konuşmalıyım.

I need to talk to him.

Tom ve Mary ile konuşmalıyım.

I've got to talk to Tom and Mary.

Bir şey hakkında Tom'la konuşmalıyım.

I have to talk to Tom about something.

Ne olduğu hakkında Tom'la konuşmalıyım.

I have to talk to Tom about what happened.

Seninle yapılması gerekenler hakkında konuşmalıyım.

I must talk to you about what needs to be done.

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerekiyor.

I must talk with Tom.

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerek.

I need to speak to Tom.

- Seninle konuşmam gerek.
- Seninle konuşmalıyım.

- I need to talk with you.
- I've got to talk to you.

- Seninle konuşmalıyım.
- Seninle konuşmam gerekiyor.

I must talk with you.

- Onlarla konuşmam gerekiyor.
- Onlarla konuşmalıyım.

- I need to talk with them.
- I need to speak to them.

Gerçekten o konuda Tom'la konuşmalıyım.

I really must speak to Tom about that.

Seninle daha sonra Türkiye hakkında konuşmalıyım.

I must speak to you later about Turkey.

Sanırım gidip Tom'la onun hakkında konuşmalıyım.

I suppose I'd better go and talk to Tom about that.