Translation of "Konuşabildiğine" in English

0.003 sec.

Examples of using "Konuşabildiğine" in a sentence and their english translations:

- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.

- I do not believe that she can speak Hebrew.
- I do not believe that he can speak Hebrew.
- I don't believe that he can speak Hebrew.
- I don't believe that she can speak Hebrew.

Tom'un Fransızca konuşabildiğine eminim.

I bet Tom can speak French.

- Ben onun İbranice bildiğini sanmıyorum.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.

- I don't think that she knows Hebrew.
- I do not believe that she can speak Hebrew.
- I don't believe that she can speak Hebrew.

Tom'un Fransızcayı ne kadar iyi konuşabildiğine şaşırdım.

I was impressed on how well Tom could speak French.

Tom'un ne kadar iyi Fransızca konuşabildiğine şaşırırdın.

You'd be surprised how well Tom can speak French.

Tom'un ne kadar iyi Fransızca konuşabildiğine şaşırdım.

I was surprised by how well Tom could speak French.

Tom Mary'nin ne kadar iyi Fransızca konuşabildiğine şaşırdı.

Tom was surprised how well Mary could speak French.

Tom Mary'nin ne kadar iyi Fransızca konuşabildiğine biraz şaşırmıştı.

Tom was a little surprised by how well Mary could speak French.

- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Senin İbranice konuşabileceğine inanmıyorum.
- Sizin İbranice konuşabileceğinize inanmıyorum.

- I do not believe that you can speak Hebrew.
- I don't believe that you can speak Hebrew.

- Fransızca konuşabildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- Fransızca konuşabildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.

- I had no idea you could speak French.
- I had no idea that you could speak French.