Translation of "Sol" in English

- Sol elindeki nedir?
- Sol elinizdeki nedir?

What's that you have in your left hand?

- Sol kolunu kaldır.
- Sol kolunuzu kaldırın.

Lift your left arm.

Sol tarafına uzan.

Lie down on your left side.

Sol elim uyuşuk.

My left hand is numb.

Sol elinle yaz.

Write with your left hand.

Sol kolunu kaldır.

Raise your left arm.

Sol elinizi kaldırın.

Raise your left hand.

Sol kolumu incittim.

I hurt my left arm.

Sol kolumu zedeledim.

I got my left arm bruised.

- Solunda.
- Sol tarafında.

It's to your left.

Sol elini uzat.

Hold out your left hand.

Sol bacağın kesildi.

Your left leg has been amputated.

Sol elim uyuştu.

My left hand fell asleep.

Sol elini kaldır.

- Raise up your left hand.
- Raise your left arm.

Sol kolum uyuşmuş.

My left arm is asleep.

Sol gözüm seğiriyor.

- The left eyelid is twitching.
- My left eyelid is twitching.

Sol bacağınızı kaldırın.

Lift your left leg.

Sol ayakkabımı bulamıyorum.

I can't find my left shoe.

Sol ayakkabım kayıp.

My left shoe is missing.

Sol gözüm kötü.

My left eye is bad.

Sol bacağını kırdı.

She's broken her left leg.

Sol gözüm görmüyor.

I can't see out of my left eye.

- Sol bacağımda bir morluk var.
- Sol bacağımda bir yara var.
- Sol bacağımda bir çürük var.

I have a bruise on my left leg.

Sağ mı, sol mu?

Right or left?

O, caddenin sol tarafındadır.

It is on the left side of the street.

Senfoninin anahtarı Sol-minördür.

The key of the symphony is G minor.

O, sol elini yaktı.

She burned her left hand.

O sol elini incitti.

He hurt his left hand.

Sol bacağından ameliyat oldu.

He had an operation on his left leg.

Sol kulağı tamamen duymuyor.

She is completely deaf in her left ear.

Sol dirseğimdeki eklem acıyor.

The joint in my left elbow hurts.

Tom'un sol kolu kırıldı.

Tom's left arm is broken.

Tom sol çekmeceyi açtı.

Tom opened the left-hand drawer.

Tom'un sol ayakkabısı kayıp.

Tom's left shoe is missing.

Çocuk evin sol tarafında.

The child is on the left side of the house.

Çocuklar evin sol tarafındalar.

The children are on the left side of the house.

Benim sol ayağım uyuştu.

My left foot has gone to sleep.

O, sol kolunu kırdı.

He broke his left arm.

Sol elimle yazmayı denedim.

I tried writing with my left hand.

Sol bacağımda hissim yok.

I have no feeling in my left leg.

Bıçağı sol elimde tuttum.

I held the knife in my left hand.

Kazada sol kolumu incittim.

I got my left arm hurt in the accident.

Tom sol eliyle yazar.

Tom writes with his left hand.

Benim sol topuğum iltihaplıdır.

My left heel is inflamed.

Tom sol elle yazar.

Tom writes left-handed.

Tom sol alanda oynadı.

Tom played left field.

Tom sol bileğini kırdı.

Tom broke his left wrist.

Lütfen sol tarafınızdan çıkın.

Please exit on your left.

Tom sol kulağını deldirdi.

Tom got his left ear pierced.

Sol tarafında mağazayı göreceksin.

You'll see the store on your left.

Sol taraftaki kapılar açılacak.

The doors on the left side will open.

Bilgisayar onun sol tarafındadır.

The computer is to her left.

Tom sol kulağından sağırdır.

Tom is deaf in the left ear.

Sol tarafında postaneyi bulacaksın.

- You will find the post office on your left.
- You'll find the post office on your left.

Tom sol bacağından vuruldu.

Tom was shot in his left leg.

Tom sol bacağını kestirdi.

Tom had his left leg amputated.

Sol kolunuzu kaldırmayı deneyin.

Try lifting your left arm.

Benim sol bacağım kırık.

My left leg is broken.

Tom sol bacağını incitti.

Tom hurt his left leg.

Tom sol kolunu incitti.

Tom hurt his left arm.

Sol bacağımdan ameliyat oldum.

I had an operation on my left leg.

Sami sol kolunu kaybetti.

Sami lost his left arm.

Tom sol bacağını kırdı.

Tom has broken his left leg.

Tom şeytanın sol bacağıdır.

Tom is diabolically evil.

O dönemde sol kesim küçüktü

The left wing, which was small,

, Ney sol kanadına komuta etti.

armies, Ney commanded his left wing.

Ve peki aşırı sol örgütler?

And what about the extreme left wing?

Hastanenin sol tarafında bankayı göreceksin.

You'll see the bank on the left hand side of the hospital.

O, kazada sol bacağından yaralandı.

He was injured in his left leg in the accident.

Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.

- Steering wheels of American cars are on the left side.
- The steering wheels on American cars are on the left side.

Düştü ve sol bacağını kırdı.

She fell down and broke her left leg.

Joan kazada sol kolunu kırdı.

Joan broke her left arm in the accident.

Bir bıçakla sol elini yaraladı.

He hurt his left hand with a knife.

Sol görüşlü bir komşum var.

I have a left wing neighbor.

Tom ayakkabısının sol tekini bulamadı.

Tom couldn't find his left shoe.

Tom'un sol gözü seğirmeye başladı.

Tom's left eye started twitching.

O, düştüğünde sol ayağını yaraladı.

He hurt his left foot when he fell.

O, sol eliyle yazı yazar.

She writes with her left hand.

Ben sol elimle yazmaya çalıştım.

- I tried to write with my left hand.
- I tried writing with my left hand.

O sol bacağından ameliyat oldu.

He has had surgery on his left leg.

Sol kulağımla yine sorun yaşıyorum.

I'm having trouble with my left ear again.

Sol ön lastik düşük görünüyor.

The left front tire looks low.

Lütfen trenin sol tarafından çıkın.

Please exit on the left side of the train.

Ben sol elimle yazmayı öğrendim.

I learned to write with my left hand.

Sol bacağına biraz buz koy.

Put some ice on your left leg.

Sol elle nasıl yazacağımı bilmiyorum.

I don't know how to write with the left hand.

Ben sol elle yazmaya çalıştım.

I tried to write with the left hand.

Sol ayağım az önce uyuştu.

My left foot just fell asleep.

Benim sol omzumun eklemi ağrıyor.

The joint of my left shoulder aches.