Translation of "Kavşakta" in English

Neredeyse kavşakta eziliyordu.

- He was nearly run over at a crossing.
- He was nearly run over at an intersection.

Kaza kavşakta oldu.

The accident happened at that intersection.

O kavşakta ne oldu?

What happened at that intersection?

İki araba kavşakta çarpıştılar.

The two cars collided at the intersection.

Kavşakta bir kaza vardı.

There was an accident at the intersection.

Kaza bu kavşakta oldu.

The accident happened at this junction.

Jamal kavşakta trafiği yönlendiriyor.

Jamal is directing the traffic at the intersection.

Kaza bir kavşakta yer aldı.

The accident took place at a crossroads.

Bir sonraki kavşakta sağa dön.

- Turn right at the next crossing.
- Turn right at the next intersection.

Bence son kavşakta sola dönmeliydik.

- I think we should've turned left at that last intersection.
- I think we should have turned left at that last intersection.

O kavşakta birçok kaza oldu.

There have been many accidents at that intersection.

Lütfen bir sonraki kavşakta sağa dön.

Please turn right at the next intersection.

Bu yıl bu kavşakta üç motosikletçi öldü.

Three motorcyclists have died at this intersection this year.

Sanırım son kavşakta sağ yerine sola dönmeliydik.

I think we should have turned left at that last intersection instead of right.

O bir döner kavşakta kontrolü kaybetti ve takla attı.

His car lost control in a roundabout and flipped.

O bir döner kavşakta arabanın kontrolünü kaybetti ve takla attı.

He lost control with the car in a roundabout and it flipped.

Bir dur işareti bir kavşakta yaya geçidinden önce sürücülerin durmasını bildirir.

- A stop sign tells motorists to stop before a crosswalk at an intersection.
- A stop sign instructs drivers to stop before a crosswalk at an intersection.

Bir dur işareti bir kavşakta yaya geçidinde önce sürücülere durmalarını söyler.

A stop sign tells motorists to stop before a crosswalk at an intersection.

U-dönüşü yapılmaz levhası olmayan bir kavşakta bir U-dönüşü yaptığımdan dolayı polisin bana bir trafik cezası makbuzu yazmamasından dolayı şanslıydım.

I was lucky that the policeman didn't give me a ticket for making a U-turn at an intersection that had a no U-turn sign.