Translation of "Katılıp" in English

0.003 sec.

Examples of using "Katılıp" in a sentence and their english translations:

Esas sorun, katılıp katılmayacağı.

Whether she agrees or not is the question.

Katılıp katılmayacağı belli değil.

Whether she will agree or not is not clear.

Bize katılıp katılmayacağını bilmiyorum.

I don't know whether he'll join us or not.

Onlara katılıp bize destek olabilirsiniz.

Consider joining them to support our work.

Tom'a toplantıya katılıp katılmayacağını sor.

Ask Tom if he'll attend the meeting.

Tom'un sana katılıp katılmayacağından şüpheleniyorum.

I doubt if Tom will agree with you.

Partiye katılıp katılmayacağıma henüz karar vermedim.

I haven't decided yet whether I will attend the party.

O kulübe katılıp katılmayacağıma karar veremiyorum.

I can't decide whether to join that club.

Tom'un önümüzdeki olimpiyatlara katılıp katılamayacağına dair şüpheler var.

There are doubts as to whether or not Tom will be able to participate in the next Olympics.

Sanırım devam edeceğim ve Tom'un bize katılıp katılmayacağını soracağım.

I think I'll go ahead and ask Tom if he'll join us.

- Toplantıya katılmayı isteyip istemediğini ona sor.
- Toplantıya katılıp katılmayacağını ona sor.

Ask him if he will attend the meeting.

Toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş

A person who knows the meeting number could attend the lesson and write pornographic content or viruses