Translation of "Karnı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Karnı" in a sentence and their english translations:

Tom'un karnı ağrıyordu.

Tom had a stomachache.

Hepsinin karnı aç.

They're all hungry.

Tom'un karnı tok.

Tom is stuffed.

Herkesin karnı aç.

- Everybody's hungry.
- Everyone's hungry.
- Everyone is hungry.
- Everybody is hungry.

Sami'nin karnı ağrıyordu.

Sami had a stomachache.

Mary karnı ağrıyarak uyandı.

Mary woke up feeling sick in the stomach.

Tom'un karnı toktur bence.

- I think Tom is full.
- I think that Tom is full.

Kolları ve karnı kötü yaralanmıştı.

Her arms and stomach were hurting badly.

- Kim aç?
- Kimin karnı aç?

Who's hungry?

- Herkes açtı.
- Herkesin karnı açtı.

Everyone was hungry.

- Hepimiz açtık.
- Hepimizin karnı açtı.

We were all hungry.

- Hepsi aç.
- Hepsinin karnı aç.

- They are all hungry.
- They're all hungry.

O sadece karnı aç olduğunda bağırır.

He only screams when he's hungry.

- O aç değil.
- Karnı aç değil.

- He isn't hungry.
- He's not hungry.

Bir insanın karnı doyar ama gözü doymaz.

The eye is bigger than the belly.

Tom Mary'nin bunlara karnı tok olduğunu söyleyebilir.

Tom can tell Mary isn't buying it.

- İkimiz de açtık.
- İkimizin de karnı açtı.

We were both hungry.

- Tom aç değildi.
- Tom'un karnı aç değildi.

Tom wasn't hungry.

Tom'un bu kişisel gelişim lakırdılarına karnı tok.

Tom doesn't buy into any of this self-help stuff.

- Sami de aç.
- Sami'nin de karnı aç.

Sami is hungry, too.

Üç tabak dondurma yedikten sonra Tom'un karnı ağrıyordu.

After eating three dishes of ice cream, Tom had a stomachache.

İyi dinlenmiş ve karnı tok Kartacalılar muharebe meydanına hazırlar.

Well rested and well fed, Carthaginian troops take to the field.

- Tom karnının hâlâ ağrıdığını söylüyor.
- Tom'un karnı hâlâ ağrıyormuş, öyle söylüyor.

Tom says his stomach still hurts.

- Mary karnı ağrıyarak uyandı.
- Mary karın ağrısıyla uyandı.
- Mary mide bulantısıyla uyandı.

Mary woke up feeling sick in the stomach.

- "Kim aç?" "Biz açız."
- "Aç olan var mı?" "Biz."
- "Karnı acıkan var mı?" "Biz."
- "Acıkan var mı?" "Biz."

"Who's hungry?" "We are."