Translation of "Mary'nin" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Mary'nin" in a sentence and their italian translations:

- Tom Mary'nin ağabeyidir.
- Tom Mary'nin abisidir.

Tom è il fratello maggiore di Mary.

- Tom, Mary'nin sevgilisidir.
- Tom, Mary'nin aşığıdır.

Tom è l'amante di Mary.

- Tom, Mary'nin arkadaşıdır.
- Tom, Mary'nin bir arkadaşıdır.

Tom è un amico di Mary.

- Tom, Mary'nin gitmesini istemiyordu.
- Tom Mary'nin gitmesini istemedi.
- Tom, Mary'nin ayrılmasını istemiyordu.

Tom non voleva che Mary partisse.

Tom, Mary'nin bahçıvanıdır.

Tom è il giardiniere di Mary.

Tom, Mary'nin himayesinde.

Tom è il protetto di Mary.

Mary'nin yaptığına bak.

- Guarda cosa sta facendo Mary.
- Guardi cosa sta facendo Mary.
- Guardate cosa sta facendo Mary.

Tom, Mary'nin arkadaşıydı.

Tom era l'amico di Mary.

Tom, Mary'nin oğludur.

Tom è il figlio di Mary.

Tom, Mary'nin profesörüdür.

Tom è il professore di Mary.

Bunlar Mary'nin küpeleri.

Questi sono gli orecchini di Mary.

Mary'nin kocası zengin.

Il marito di Mary è ricco.

Mary'nin kedisi kayıp.

Il gatto di Mary è scomparso.

Mary'nin gözleri siyah.

Gli occhi di Mary sono neri.

Tom, Mary'nin öğretmeniydi.

- Tom era l'insegnante di Mary.
- Tom era il professore di Mary.

Mary'nin yüzüğü nerede?

Dov'è l'anello di Mary?

Tom, Mary'nin arkasında.

Tom è dietro Mary.

Tom, Mary'nin babasıdır.

Tom è il padre di Mary.

Tom, Mary'nin vaftizindeydi.

Tom era al battesimo di Mary.

Tom, Mary'nin şoförüdür.

Tom è l'autista di Maria.

Mary'nin kocası mısın?

- Sei il marito di Mary?
- Tu sei il marito di Mary?
- Lei è il marito di Mary?
- È il marito di Mary?

Mary'nin planları var.

Mary ha dei piani.

Mary'nin umudu var.

Mary ha speranza.

Bu Mary'nin köpeği.

Questo è il cane di Mary.

Mary'nin ruju bulaşmış.

Il rossetto di Mary è sbavato.

Tom, Mary'nin amcasıdır.

Tom è lo zio di Mary.

Tom, Mary'nin öğretmenidir.

Tom è l'insegnante di Mary.

Tom, Mary'nin damadıdır.

Tom è il genero di Mary.

Tom, Mary'nin komşusudur.

Tom è il vicino di Mary.

Tom Mary'nin kocası.

Tom è il marito di Mary.

Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.

Tom è il nonno di Mary.

Tom, Mary'nin arkadaşıdır.

Tom è l'amico di Mary.

Tom, Mary'nin patronudur.

Tom è il capo di Mary.

Mary'nin eski-karısıdır.

Mary è l'ex moglie di Tom.

Tom, Mary'nin tarafında.

Tom sta dalla parte di Mary.

Tom, Mary'nin nişanlısıdır.

Tom è il fidanzato di Mary.

Mary'nin boynunu öptüm.

- Ho baciato il collo di Mary.
- Baciai il collo di Mary.

Mary'nin parfümünü seviyorum.

- Amo il profumo di Mary.
- Io amo il profumo di Mary.

Mary'nin yüzü kızardı.

- Mary è arrossita.
- Mary arrossì.

Tom, Mary'nin kahramanıdır.

Tom è l'eroe di Mary.

Mary'nin gözleri güzel.

Mary ha dei begli occhi.

Tom, Mary'nin asistanıdır.

Tom è l'assistente di Mary.

Mary'nin elbisesi pembe.

Il vestito di Mary è rosa.

Tom Mary'nin odasındadır.

Tom è nella stanza di Mary.

- Tom, Mary'nin saçını çekti.
- Tom, Mary'nin saçlarını çekti.

- Tom ha tirato i capelli di Mary.
- Tom tirò i capelli di Mary.

- Tom, Mary'nin erkek kardeşidir.
- Tom Mary'nin erkek kardeşidir.

Tom è il fratello di Mary.

- Tom, Mary'nin yerine geçecek.
- Tom, Mary'nin yerini alacak.

Tom sostituirà Mary.

- Tom, Mary'nin yaptığını umursamıyor.
- Tom, Mary'nin yaptıklarını umursamıyor.

- A Tom non importa quello che fa Mary.
- A Tom non importa ciò che fa Mary.

- Tom, Mary'nin söylediğini dinlemiyor.
- Tom, Mary'nin söylediklerini dinlemez.

- Tom non ascolta quello che dice Mary.
- Tom non ascolta ciò che dice Mary.

- Tom Mary'nin korkmadığını söyledi.
- Tom, Mary'nin korkmadığını söyledi.

- Tom ha detto che Mary non aveva paura.
- Tom disse che Mary non aveva paura.

- Tom Mary'nin üşütmediğini söyledi.
- Tom, Mary'nin üşümediğini söyledi.

Tom ha detto che Mary non è fredda.

- Tom Mary'nin kazanabileceğini söyledi.
- Tom, Mary'nin kazanabileceğini söyledi.

Tom ha detto che Mary potrebbe vincere.

- Tom Mary'nin ağlayabileceğini söyledi.
- Tom, Mary'nin ağlayabileceğini söyledi.

Tom ha detto che Mary potrebbe piangere.

- Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını işitti.

- Tom ha sentito Mary urlare.
- Tom sentì Mary urlare.

- Tom, Mary'nin tavsiyesini almalıdır.
- Tom'un Mary'nin tavsiyesini alması gerekir.

- Tom dovrebbe seguire il consiglio di Mary.
- Tom dovrebbe seguire i consigli di Mary.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom è l'ex di Mary.

- Mary'nin hikayesi Tom'un hoşuna gitti.
- Tom, Mary'nin hikayesinden hoşlandı.

A Tom è piaciuta la storia di Mary.

- Tom Mary'nin deli olduğunu düşündü.
- Tom, Mary'nin delirdiğini düşündü.

Tom pensava che Mary fosse pazza.

- Tom Mary'nin meşgul göründüğünü söyledi.
- Tom, Mary'nin meşgul olduğunu söyledi.
- Tom, Mary'nin yoğun olduğunu söyledi.

- Tom ha detto che Mary è occupata.
- Tom ha detto che Mary è impegnata.

Mary'nin ne aradığını bilmiyorum.

- Non so che stia cercando Mary.
- Non so cosa stia cercando Mary.

Tom Mary'nin evlendiğini duydu.

Tom ha sentito che Mary si è sposata.

Mary'nin yurtdışına gittiğini biliyorum.

So che Mary è andata all'estero.

Tom, Mary'nin eski kocasıdır.

Tom è l'ex marito di Mary.

Tom Mary'nin elini öptü.

- Tom ha baciato la mano di Mary.
- Tom baciò la mano di Mary.

Mary'nin büyük gözleri var.

Mary ha gli occhi grandi.

Mary'nin kocaman göğüsleri var.

- Mary ha le tette enormi.
- Mary ha delle tette enormi.

Sanırım o, Mary'nin ağabeyidir.

- Credo che sia il fratello maggiore di Mary.
- Penso che sia il fratello maggiore di Mary.
- Io penso che sia il fratello maggiore di Mary.
- Penso che lui sia il fratello maggiore di Mary.
- Io penso che lui sia il fratello maggiore di Mary.

Mary'nin piyano çaldığını görüyorum.

- Vedo Mary suonare il piano.
- Vedo Mary suonare il pianoforte.

Mary'nin bir sorunu var.

C'è qualcosa che non va con Mary.

Tom, Mary'nin tuzağına düştü.

Tom è caduto nella trappola di Mary.

Tom Mary'nin saçını çekiyor.

Tom sta tirando i capelli di Mary.

Mary'nin panik atağı vardı.

- Mary ha avuto un attacco di panico.
- Mary ebbe un attacco di panico.

Mary'nin cümlelerini çevirmek kolaydır.

Le frasi di Mary sono facili da tradurre.

Mary'nin cümleleri alıştırmalarda kullanılabilir.

- Le frasi di Mary possono essere usate negli esercizi.
- Le frasi di Mary possono essere utilizzate negli esercizi.

Tom, Mary'nin gidişini izledi.

- Tom guardò Mary partire.
- Tom ha guardato Mary partire.

Tom Mary'nin önünde duruyordu.

Tom era in piedi di fronte a Mary.

Tom Mary'nin alnından öptü.

- Tom ha baciato la fronte di Mary.
- Tom baciò la fronte di Mary.

Mary'nin çok arkadaşı var.

- Mary ha molti amici.
- Mary ha molte amiche.

Tom, Mary'nin önünde durdu.

Tom era in piedi di fronte a Mary.

Tom, Mary'nin fikrini istiyor.

Tom vuole l'opinione di Mary.

Tom Mary'nin gitmesini istemiyor.

- Tom non vuole che Mary parta.
- Tom non vuole che Mary se ne vada.

Mary'nin kendine saygısı az.

Mary ha una bassa autostima.

Mary'nin kitabı asla yayınlanmadı.

Il libro di Mary non è mai stato pubblicato.

Tom Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom era seduto accanto a Mary.

Tom Mary'nin patisine gitmeyecek.

Tom non andrà alla festa di Mary.

Mary'nin takma göğüsleri var.

Mary ha le tette finte.

Tom Mary'nin uzaklaşmasını izledi.

Tom guardò Mary andarsene.

Tom Mary'nin yanında duruyor.

Tom sta accanto a Mary.

Tom Mary'nin önünde duruyor.

Tom è in piedi di fronte a Mary.

Tom, Mary'nin dönmesini bekliyor.

Tom sa aspettando che ritorni Mary.

Tom, Mary'nin akrabası mı?

Tom è imparentato con Mary?

Tom, Mary'nin çimlerini biçti.

Tom ha falciato il prato di Mary.

Tom Mary'nin söylediklerine inandı.

Tom credeva a quello che ha detto Mary.

Tom Mary'nin geleceğini biliyordu.

Tom sapeva che Mary sarebbe venuta.

Tom Mary'nin cevabını bekliyor.

Tom sta aspettando la risposta di Mary.

Yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

- Ha messo l'anello al dito di Mary.
- Lui ha messo l'anello al dito di Mary.
- Mise l'anello al dito di Mary.
- Lui mise l'anello al dito di Mary.

Söylenti Mary'nin boşanmak istemesi.

- La storia è che Mary vuole il divorzio.
- La storia è che Mary vuole un divorzio.
- La storia è che Mary vuole divorziare.

Mary'nin boşanmak istediğini duydum.

Ho sentito che Maria vuole divorziare.