Translation of "Karardıktan" in English

0.006 sec.

Examples of using "Karardıktan" in a sentence and their english translations:

Hava karardıktan sonra dışarı gitme.

Don't go out after it gets dark.

Hava karardıktan sonra ormanda oynamayın.

Don't play in the forest after dark.

Hava karardıktan sonra dışarı çıkmamalısın.

You shouldn't go out after dark.

Hava karardıktan sonra dışarıda kalma.

Don't stay out after dark.

Hava karardıktan sonra gitmesen iyi olur.

You had better not go after dark.

O, hava karardıktan sonra eve geldi.

She came home after dark.

Hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyorum.

I don't like to go out after dark.

Tom eve hava karardıktan sonra geldi.

Tom arrived home after dark.

Trenimiz hava karardıktan sonra Roma'ya ulaştı.

Our train reached Rome after dark.

Tom hava karardıktan sonra otele geldi.

Tom got to the hotel after dark.

Tom hava karardıktan sonra eve geldi.

Tom came back home after dark.

Hava karardıktan sonra nadiren dışarı çıkarım.

I seldom go out after dark.

Hava karardıktan sonra sokaklarda yürümek güvenli değildir.

It's not safe to walk the streets after dark.

Hava karardıktan sonra Tom'un dışarı çıkmasını istemiyorum.

I don't want Tom to go out after dark.

Tom hava karardıktan sonra dışarı çıkmaya korkuyor.

Tom is afraid to go out after dark.

Tom hava karardıktan sonra nadiren dışarıya çıkar.

Tom rarely goes out after dark.

Hava karardıktan sonra yalnız başına dışarı çıkmamalısın.

You shouldn't go out after dark by yourself.

Tom hava karardıktan sonra eve geri gitti.

Tom got back home after dark.

Havai fişek gösterisi hava karardıktan sonra başlayacak.

Fireworks will begin after dark.

Hava karardıktan sonra ormana gitmekten kaçınmaya çalışıyorum.

I try to avoid going into the woods after dark.

Tom hava karardıktan sonra oraya gitmek istemedi.

Tom didn't want to go there after dark.

Tom hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyor.

Tom doesn't like to go out after dark.

Hava karardıktan sonra eve yürümemenizi tavsiye ederim.

I advise you not to walk home after dark.

Tom hava karardıktan sonra dışarı çıkmamaya söz verdi.

Tom promised not to go out after dark alone.

Tom'a hava karardıktan sonra dışarı çıkmamasını tavsiye ettim.

I advised Tom not to go out after dark.

Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmamalıydı.

Tom shouldn't have gone out after dark by himself.

Benim çocuklarım hava karardıktan sonra içeride kalmak zorundalar.

My children have to stay indoors after dark.

Tom onu hava karardıktan sonra yapmak istemediğini söyledi.

- Tom said he didn't want to do that after dark.
- Tom said that he didn't want to do that after dark.

- Karanlıktan sonra yalnız yürüme.
- Hava karardıktan sonra yalnız yürümeyin.

Don't walk alone after dark.

Bu hava karardıktan sonra bile oldukça güvenli bir yerdir.

It's usually a pretty safe place, even after dark.

Hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmak güvenli değil.

- It's not safe to go out after dark by yourself.
- It isn't safe to go out after dark by yourself.

Tom hava karardıktan sonra dışarı çıkmaya korkuyor, değil mi?

Tom is afraid to go out after dark, isn't he?

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra dışarı çıkmamasını tavsiye etti.

Tom advised Mary not to go out after dark.

Tom hava karardıktan sonra çocuklarının dışarı çıkmasına izin vermez.

Tom doesn't allow his children to go out after dark.

Hava karardıktan sonra yalnız başına eve yürüyerek gitmemeni öneririm.

I advise you not to walk home by yourself after dark.

Tom'a hava karardıktan sonra dışarı yalnız başına çıkmamasını söyledim.

I told Tom he shouldn't go out after dark by himself.

Tom hava karardıktan sonra kendi başına dışarı çıkmaması gerektiğini bilir.

Tom knows better than to go out after dark by himself.

Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.

- Tom said he wished you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom said that he wished you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom said that he wished that you wouldn't go out after dark by yourself.

Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.

- It's not a good idea to go out after dark by yourself.
- It isn't a good idea to go out after dark by yourself.

Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmasının aptalca olduğunu biliyordu.

- Tom knew it was foolish to go out by himself after dark.
- Tom knew that it was foolish to go out by himself after dark.

Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmaktan daha iyisini bilir.

Tom knows better than to go out alone after dark.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına yürüyerek gitmemesi gerektiğini söyledi.

Tom told Mary that she shouldn't walk alone after dark.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamasını tavsiye etti.

- Tom advised Mary not to go out after dark by herself.
- Tom advised Mary when the sky has become dark, don't go out alone.

Tom, Mary'nin hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamasını istediğini söyledi.

- Tom said he wished Mary wouldn't go out after dark by herself.
- Tom said that he wished Mary wouldn't go out after dark by herself.

Kesinlikle yapmak istediğin tek şey hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmak.

One thing you definitely don't want to do is to go out alone after dark.

- Tom hava karardıktan sonra araba kullanmaktan hoşlanmaz.
- Tom gece araba sürmeyi sevmez.

Tom doesn't like driving after dark.

Hava karardıktan sonra ancak en büyükler böyle açık bir alana gelmeye cüret eder.

Only the largest dare visit such an exposed place after dark.

Dünya'da böyle çok insan vardır. Normalde onlar cesur değildir. Hava karardıktan sonra, onlar cesur olur.

There are many people like this in the world. Normally, they're not brave. After getting drunk, they turn brave.