Translation of "Kalabalığı" in English

Kalabalığı yararak ilerledik.

We had to push our way through the crowd.

Polis kalabalığı uzaklaştırdı.

The policeman drove the crowd away.

Polis kalabalığı dağıttı.

The police broke up the crowd.

Polisler kalabalığı dağıttı.

- The police broke up the crowd.
- The police dispersed the crowd.

Tom kalabalığı yararak ilerledi.

Tom pushed through the crowd.

Polisler kalabalığı geride tuttu.

The police held back the crowd.

Polis kalabalığı geride tuttu.

The police held the crowd back.

Polis kalabalığı kontrol edemedi.

The police could not control the mob.

Polis kalabalığı kontrol ediyordu.

The police were controlling the crowd.

Onun tur vuruşu kalabalığı heyecanlandırdı.

His home run excited the crowd.

Onun geliş haberi kalabalığı heyecanlandırdı.

The news of her arrival excited the crowd.

O, kalabalığı memnun etmek istedi.

He wanted to please the crowd.

O kalabalığı memnun etmek istedi.

She wanted to please the crowd.

Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.

The police held the angry crowd back.

Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.

A huge crowd of people waited.

Sonra kalabalığı beşer kişilik gruplara ayırdık

Then we divided the crowd into groups of five,

Futbol oyunu büyük bir kalabalığı cezbetti.

The soccer game attracted a large crowd.

Bütün bu sadece anlamsız laf kalabalığı.

All this is just meaningless verbiage.

Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.

There was a crowd of people at the entrance of the theater.

Ben sinemada bir çocuk kalabalığı gördüm.

I saw a crowd of children at the cinema.

Hokabaz havada on portakalı tutarak kalabalığı büyüledi.

The juggler wowed the crowd by keeping ten oranges up in the air.

Bir insan kalabalığı, geçit resmini izlemek için toplandı.

A crowd of people gathered to see the parade.

- Tom kalabalığı memnun etmek istedi.
- Tom insanları sevindirmek istedi.

Tom wanted to please the crowd.

Tom bongosunu çalmaya başlar başlamaz çocuklardan oluşan bir kalabalığı çekti.

Tom attracted a crowd of children as soon as he started playing his bongos.