Translation of "Kızdırıyor" in English

0.026 sec.

Examples of using "Kızdırıyor" in a sentence and their english translations:

Tom, Mary'yi kızdırıyor.

Tom is annoying Mary.

Tom'u ne kızdırıyor?

What's bugging Tom?

O beni kızdırıyor.

That makes me angry.

Bu beni kızdırıyor.

This makes me angry.

Küstahlığın beni kızdırıyor.

Your arrogance infuriates me.

O gerçekten beni kızdırıyor.

- He really gets on my nerves.
- He really irritates me.

Bu beni çok kızdırıyor.

- This makes me so mad.
- It makes me so angry.
- That makes me so angry.
- This makes me so angry.

Tom gerçekten beni kızdırıyor.

Tom really makes me angry.

Bu seni neden kızdırıyor?

Why does it make you angry?

Tom'un tavrı beni kızdırıyor.

Tom's attitude infuriates me.

O gürültü beni kızdırıyor.

That noise is driving me mad.

Bu beni gerçekten kızdırıyor.

This is making me really angry.

Bu cevap beni kızdırıyor.

This answer makes me angry.

Onun görüşleri beni kızdırıyor.

His opinions infuriate me.

Onun cehaleti beni kızdırıyor.

Her ignorance infuriates me.

Onun küstahlığı beni kızdırıyor.

Her arrogance infuriates me.

Dinleyicileri kızdırıyor mu, emin değilim.

given that we sit here in a diversity-themed event.

Bunu düşünmek beni hâlâ kızdırıyor.

Thinking about it still makes me angry.

Tom her zaman beni kızdırıyor.

Tom is always making me angry.

Onun küstah tavrı beni kızdırıyor.

His overbearing manner infuriates me.

Ne tür şeyler seni kızdırıyor?

What kind of things make you angry?

Tom'un yaptığı şey beni kızdırıyor.

What Tom does makes me angry.

Çocuklarını döven ebeveynler gerçekten beni çok kızdırıyor.

Parents who beat their children really make my blood boil.

Tom tuvaletin kapağını açık bıraktığında bu Mary'yi kızdırıyor.

It irritates Mary when Tom leaves the toilet seat up.

Mary diş macununun kapağını açık bıraktığında, bu Tom'u kızdırıyor.

It irritates Tom when Mary leaves the cap off the toothpaste.