Translation of "Istemeyebilir" in English

Tom gitmek istemeyebilir.

Tom may not want to go.

Tom kalmak istemeyebilir.

Tom may not want to stay.

Tom gelmek istemeyebilir.

Tom might not want to come.

Tom bunu yapmak istemeyebilir.

- Tom may not want to do that.
- Tom might not want to do that.

Tom bizimle gelmek istemeyebilir.

Tom might not want to come with us.

Tom bizimle gitmek istemeyebilir.

Tom might not want to go with us.

Tom Mary'yi görmek istemeyebilir.

Tom might not want to see Mary.

Tom orada olmamızı istemeyebilir.

Tom might not want us to be there.

Tom onu yapmak istemeyebilir.

- Tom may not want to do that.
- Tom might not want to do that.

Tom oraya gitmek istemeyebilir.

Tom might not want to go there.

Tom şarkı söylemek istemeyebilir.

Tom may not want to sing.

Bazılarınız bunu yapmak istemeyebilir.

Some of you might not want to do this.

Tom seni hayatında geri istemeyebilir.

Tom may not want you back in his life.

Tom bizimle yüzmeye gitmek istemeyebilir.

Tom may not want to go swimming with us.

Tom seninle Boston'a gitmek istemeyebilir.

Tom may not want to go to Boston with you.

Tom henüz yemek yemek istemeyebilir.

Tom might not want to eat yet.

Tom ona yardım etmemizi istemeyebilir.

Tom might not want us to help him.

Tom bize yardım etmek istemeyebilir.

- Tom might not want to help us.
- Tom may not want to help us.

Bazı insanlar onu yapmak istemeyebilir.

Some people may not want to do that.

Tom Mary'ye yardım etmemizi istemeyebilir.

Tom might not want us to help Mary.

Tom, Mary'ye yardım etmek istemeyebilir.

- Tom may not want to help Mary.
- Tom might not want to help Mary.

Tom, Avustralya'ya seninle gitmek istemeyebilir.

Tom may not want to go to Australia with you.

Tom tekrar çok yakın olmak istemeyebilir.

Tom might not want to get too close again.

Tom onu yapmak istemeyebilir ama yapması gerekiyor.

- Tom may not want to do that, but he should.
- Tom may not want to do that, but he needs to.

Tom bunun hakkında Mary ile konuşmamızı istemeyebilir.

Tom might not want us to talk to Mary about this.

Sanırım Tom onu tek başına yapmak istemeyebilir.

- I think Tom might not want to do that by himself.
- I think that Tom might not want to do that by himself.

Tom gelecek hafta sonu bizimle kamp yapmaya gitmek istemeyebilir.

Tom may not want to go camping with us next weekend.

Tom, böylesine geniş bir kitlenin önünde şarkı söylemek istemeyebilir.

Tom might not want to sing in front of such a large audience.

Herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.

and not everyone wants to take drugs to treat mental health conditions.

Tom şarkı söylemek istemeyebilir ama yine de ona rica etmen gerekir.

Tom may not want to sing, but you should ask him anyway.

Zor zamanlarda, insanlar geziye gitmek istemeyebilir fakat iyi kahve için fazla ödemeye istekli olabilirler.

During hard times, people might not go on a trip, but they might be willing to pay extra for good coffee.