Translation of "Ihtimale" in English

0.003 sec.

Examples of using "Ihtimale" in a sentence and their english translations:

Her ihtimale karşı.

just in case.

En kötü ihtimale karşı hazırlanmalısın.

You ought to prepare for the worst.

Her ihtimale karşı pasaportunu yanına al.

Take your passport with you, just in case.

Her ihtimale karşı bir film çekelim.

Let's take an X-ray just in case.

Her ihtimale karşı bir tane getirdim.

I brought one just in case.

Her ihtimale karşı pasaportlarını yanına al.

Take your passports with you, just in case.

Her ihtimale karşı yiyecek bir şey al.

Have something to eat just in case.

Her ihtimale karşı soracağım, ne yapmaya çalışıyorsun?

- Just what are you trying to do?
- I'll ask just in case. What are you trying to do?

Her ihtimale karşı, bana telefon numaranı ver.

Give me your phone number, just in case.

Onun en kötü ihtimale karşı hazırlanması gerekiyor.

It is necessary that he prepare for the worst.

Her ihtimale karşı bir silah için etrafına bakındı.

I looked around for a weapon just in case.

Her ihtimale karşı bir şey olursa, işte telefon numaram.

Just in case something happens, here's my telephone number.

Yağmur yağacağını sanmıyorum, ancak her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.

I don't think it will rain, but I'll take an umbrella in case it does.

Her ihtimale karşı sormak istiyorum - yarın üniformalarımızı giymeliyiz, değil mi?

I want to ask, just in case - we should wear our uniforms tomorrow, right?

Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.

I don't think it will rain, but I'll take an umbrella just in case.

Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı yanıma bir şemsiye alacağım.

- I don't think it'll rain, but I'll take an umbrella with me, just in case.
- I don't think it'll rain, but I'll take an umbrella just in case it does.
- I don't think that it'll rain, but I'll take an umbrella with me, just in case.
- I don't think that it'll rain, but I'll take an umbrella just in case it does.

Her ihtimale karşı ona ihtiyacınız olur diye, bu ipi yanınıza almalısınız.

You should take this rope with you, just in case you need it.

- İhtiyaç olursa diye, biraz para al!
- Her ihtimale karşı biraz para al.

Take some money just in case you need it.

Tom yağmur yağacağını düşünmüyor ama her ihtimale karşı bir şemsiye taşımayı planlıyor.

Tom doesn't think it'll rain, but he plans to carry an umbrella just in case.

- Her ihtimale karşı az daha öteye çekil.
- Ne olur ne olmaz, az daha kenara geç.

Just in case, move to the side a little bit.