Translation of "Hâlim" in English

0.005 sec.

Examples of using "Hâlim" in a sentence and their english translations:

Bu benim internetteki hâlim.

That's me on the internet.

Daha fazla bekleyecek hâlim yok gerçekten.

I can't really wait any longer.

Şaka yapıyor gibi bir hâlim mi var?

Do I look like I'm joking?

Bu akşam dışarıda yiyelim. Yemek pişirecek hâlim yok hiç.

- Let's dine out tonight. I'm too tired to cook.
- Let's eat out tonight. I'm too tired to cook.

- Ölmüş gibi bir hâlim mi var?
- Sana ölü gibi mi görünüyorum?

Do I look dead to you?

- Aptallıklarınla uğraşacak halde değilim Tom.
- Senin aptallıklarınla uğraşacak hâlim yok Tom.

I'm in no mood for your foolishness, Tom.

- Bunu yapmak için hiç havamda değildim.
- Bunu yapacak hâlim yoktu.
- Bunu yapma modunda değildim.
- Bunu yapasım yoktu hiç.

I was in no mood to do that.