Translation of "Gidemedi" in English

O, üniversiteye gidemedi.

He could not go to college.

O düğüne gidemedi.

She couldn't go to the wedding.

Tom bizimle gidemedi.

Tom couldn't go with us.

Tom üniversiteye gidemedi.

Tom couldn't go to college.

Parti'ye gidemedi çünkü hastaydı.

Because he was ill, he could not go to the party.

Tom, Mary ile gidemedi.

Tom couldn't go with Mary.

Kimse bir yere gidemedi.

No one could go anywhere.

Onun ilkelerine aykırı gidemedi.

He couldn't go against his principles.

Tom dün işe gidemedi.

Tom failed to show up at work yesterday.

Tom Mary'nin evine gidemedi.

Tom couldn't go to Mary's house.

Tom gitmek istedi ama gidemedi.

Tom wanted to leave, but he couldn't.

Tom başka bir yere gidemedi.

Tom couldn't go anywhere else.

Parası olmadığı için geziye gidemedi.

He could not go on a trip for lack of money.

Tom izin alamadığı için gidemedi.

Tom couldn't go because he was unable to get permission.

Tom geçen hafta Boston'a gidemedi.

Tom couldn't go to Boston last week.

Tom gitmek istiyordu, ama gidemedi.

Tom wanted to go, but he couldn't.

O, hasta olduğu için yürüyüşe gidemedi.

He could not go on the hike because he was ill.

Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.

My team has never advanced beyond the quarter-finals.

Tom hasta olduğu için yüzmeye gidemedi.

- Since Tom was sick, he couldn't go swimming.
- Tom couldn't go swimming because he was sick.

Tom iyi hissetmediği için yürüyüşe gidemedi.

Tom couldn't go on the hike because he wasn't feeling well.

O, Londra'ya gidecekti ama sonunda gidemedi.

He was going to go to London, but in the end he wasn't able to.

O, fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.

Poor as he was, he couldn't go to college.

Tom köpeği olmadan bir yere gidemedi.

Tom couldn't go anywhere without his dog.

Tom, John ve Mary'nin düğününe gidemedi.

Tom couldn't go to John and Mary's wedding.

Tom eve gitmek istedi, ancak gidemedi.

Tom wanted to go home, but he couldn't.

Tom çalışmak zorunda olduğu için konsere gidemedi.

Tom couldn't go to the concert because he had to work.

Onun hiç parası yoktu, böylece o benimle gidemedi.

She didn't have any money, so she couldn't go with me.

Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı ve okula gidemedi.

Tom came down with a cold and couldn't go to school.

O, çok sarhoş olduğu için, arabayla eve gidemedi.

Since he was very drunk, he couldn't drive his car home.

Tom, ailesinin yeterli parası olmadığı için üniversiteye gidemedi.

Tom couldn't go to college because his family didn't have enough money.

Ne yazık ki Tom bizimle kamp yapmaya gidemedi.

It was a pity Tom couldn't go camping with us.

Tom yollar kapalı olduğu için kayak alanına gidemedi.

Tom couldn't get to the ski area because the roads were closed.

Tom yeterli parası olmadığı için bizimle Boston'a gidemedi.

Tom couldn't go to Boston with us because he didn't have enough money.

Önemli bir iş toplantısı olduğundan dolayı Tom bizimle pikniğe gidemedi.

Tom couldn't go on the picnic with us today because he had an important business meeting.

Tom Mary ile gitmeye niyetlenmişti ama bir şey çıktı ve gidemedi.

Tom had intended to go with Mary, but something came up and he couldn't.

Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.

Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.

O, ondan o kadar çok nefret etti ki ailemiz asla gidemedi ve onu ziyaret edemedi.

She hated him so much that our family could never go and visit him.