Translation of "Aykırı" in English

0.025 sec.

Examples of using "Aykırı" in a sentence and their english translations:

Mantığa aykırı.

It's beyond reason.

Kurallara aykırı davranmayın.

- Don't go against the rules.
- Do not disobey the rules.

Cinayet yasalara aykırı.

Murder is against the law.

Bu, kanuna aykırı.

It's against the law.

Anayasaya aykırı davranmamalıyız.

We must not violate the Constitution.

Bu ilkelerime aykırı.

It's against my principles.

Bu, mantığa aykırı.

It goes against logic.

O benim ilkelerime aykırı.

That runs against my principles.

Onu yapmak yasaya aykırı.

It's against the law to do that.

Bu hukuka aykırı mı?

Is that against the law?

Bu, yasalara aykırı değil.

It's not against the law.

Söyledikleri şeyler hissettiklerine aykırı.

What they say is contradictory to their feelings.

O, anayasaya aykırı mı?

Is that unconstitutional?

O meslek kurallarına aykırı.

It was unprofessional.

Bu anayasaya aykırı mı?

Is it unconstitutional?

Bu benim ahlakıma aykırı.

It's against my morals.

Onun ilkelerine aykırı gidemedi.

He couldn't go against his principles.

Kanunlar anayasaya aykırı olamazlar.

Laws may not contradict the constitution.

Bu benim prensiplerime aykırı.

- This goes against my principles.
- This is against my principles.

Bunun yasalara aykırı olduğunu biliyorum.

I know it's against the law.

Tom ve Mary aykırı tipler.

Tom and Mary are outsiders.

Plana aykırı bir görüşüm vardı.

I had a contrary opinion to the plan.

İçki içmek yasaya aykırı değildir.

Drinking isn't against the law.

- Yasayı çiğnemedin.
- Kanuna aykırı davranmadın.

You didn't break the law.

Bu hukuka aykırı değil mi?

Isn't that against the law?

Zengin olmak ahlaka aykırı değildir.

- It is not immoral to be rich.
- It is not immoral to be wealthy.

Varlıklı olmak ahlaka aykırı değildir.

- It is not immoral to be rich.
- It is not immoral to be wealthy.

Günümüzde ise İslamiyet'e aykırı olmasına rağmen

Today, however, despite being contrary to Islam

Yasalara aykırı bir şey yapmak istemem.

I wouldn't want to do anything against the law.

Bu yasalara aykırı değil, değil mi?

That's not against the law, is it?

O, onun anayasaya aykırı olduğunu söyledi.

He said it was unconstitutional.

Son olarak, Aydınlanma insan doğasına aykırı mı?

Finally, does the Enlightenment go against human nature?

Bu kanun anayasaya aykırı bir şekilde yazıldı.

This law was written in an unconstitutional way.

Bana gelince, plana aykırı hiçbir şeyim yok.

As for me, I have nothing against the plan.

Bir federal mahkeme tarafından nihayet anayasaya aykırı bulunduğunda

When a federal court finally deemed this unconstitutional,

Az önce yaptığımız şeyin kanunlara aykırı olduğunu biliyorum.

I know it's against the law to do what we just did.

- Tom yasaya aykırı davranmıyordu.
- Tom kanunu ihlal etmiyordu.

Tom wasn't breaking the law.

Tom halkın içinde ahlaka aykırı bir eylemi gerçekleştirmekle suçlandı.

Tom was accused of performing a lewd act in public.

Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler.

They fined him 5,000 yen for illegal parking.

Belediye başkanı yasaya aykırı hareket edenlere tolere edilmeyeceğini söyledi.

The mayor said that lawbreakers wouldn't be tolerated.

- Hangi yasayı çiğnedim?
- Hangi kanunu ihlal ettim?
- Hangi yasaya aykırı davrandım?

What law have I broken?

Mizah, eğlenmeye yol açan, komik, gülünç veya aykırı bir nitelik olarak tanımlanır.

Humor is defined as comic, absurd, or incongruous quality causing amusement.

- Tom yasa dışı bir şey yapmadığını söyledi.
- Tom kanunlara aykırı bir şey yapmadığını söyledi.
- Tom illegal hiçbir şey yapmadığını söyledi.

- Tom said he did nothing illegal.
- Tom said that he did nothing illegal.

"Geçmişi ve geleceği bırak, gününü yaşa", "nasıl hissediyorsan öyle davran", "başkaları için değil kendin için yaşa", "sen de herkes kadar değerlisin, düşüncelerin ve duyguların da onlar kadar değerlidir" gibi aslında hiç de yanlış olmayan felsefi yargılar, köşe yazarlarının ve sunucuların elinde ve dilinde, toplumsal geleneklere, göreneklere, kültüre ve dile aykırı bireysel davranışların, nezaketsizliklerin, terbiyesizliklerin ve kültürsüzlüklerin yani "öğrenilmiş cehaletin" gerekçeleri olmaktadır.

Despite their truth, sayings like "carpe diem", "live for yourself" and "know your worth" have degenerated into cliches for justifying rudeness, oddness, and apathy, at the hands of TV personalities and columnists. That is what is called "educated ignorance".