Translation of "Gerekiyorsa" in English

0.007 sec.

Examples of using "Gerekiyorsa" in a sentence and their english translations:

Ne gerekiyorsa vereceğim''

you need for you to grow.”  

Yapman gerekiyorsa, yapmalısın.

If you must, you must.

Ne gerekiyorsa yap.

Do whatever's required.

Ne gerekiyorsa yapın.

- Catch as catch can.
- Do whatever it takes.

çünkü emisyonların durdurulması gerekiyorsa

because if the emissions have to stop,

Ne yapılması gerekiyorsa yapacağım.

I'll do what needs to be done.

Ne yapılması gerekiyorsa yap.

Do whatever needs to be done.

Ne yapmam gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever I need to do.

Eğer gitmem gerekiyorsa giderim.

I will go if I must.

Tom ne gerekiyorsa bilir.

Tom knows what it takes.

Ne yapmam gerekiyorsa yapmalıyım.

I gotta do what I've gotta do.

Ne yapmam gerekiyorsa, yapacağım.

I'll do what I've gotta do.

- Eğer uyuman gerekiyorsa, devam et.
- Eğer uyuman gerekiyorsa, bunu yap.

If you need to sleep, go ahead.

Dönüş yapmamız gerekiyorsa biz seçeriz.

We choose if we need to make a turn.

Değişiklik yapmam gerekiyorsa bana bildir.

Let me know if I need to change.

Sadece ne gerekiyorsa onu yaptım.

I only did what was necessary.

Ne yapman gerekiyorsa yapmanı istiyorum.

I want you to do what you have to do.

Dürüst olmak gerekiyorsa, gerçekten bilmiyorum.

To be honest, I really don't know.

Doğruyu söylemek gerekiyorsa, biraz korkuyorum.

To tell you the truth, I'm a little afraid.

Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to win.

Başarmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to succeed.

Tom ne yapılması gerekiyorsa yapacak.

Tom is going to do whatever has to be done.

Tomun bunu yapması gerekiyorsa şaşırmam.

I wouldn't be surprised if Tom needed to do that.

Gerçekten yapmam gerekiyorsa bunu yapabilirim.

I could do that if I really needed to.

"ne kadar gerekiyorsa o kadar" programı.

to ensure that these women can really begin to heal.

Kendini savunmak için ne gerekiyorsa yap.

Do whatever it takes to defend yourselves.

Ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir insan.

to honor the journey of another.

Tom kazanmak için ne gerekiyorsa yapacak.

Tom will do whatever it takes to win.

Tom her ne gerekiyorsa yapmaya hazır.

Tom is willing to do whatever it takes.

Açık söylemek gerekiyorsa, Tom'dan nefret ediyorum.

I hate Tom, to tell you the truth.

Hayatta kalabilmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to survive.

Seninle olmak için ne gerekiyorsa yaparım.

I'll do whatever it takes to be with you.

Seni korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to protect you.

Onu düzeltmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make it right.

Zirveye ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to reach the top.

Amacıma ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to achieve my goal.

İstediğimi almak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to get what I want.

Çocuklarımı beslemek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to feed my children.

İşleri düzeltmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make things right.

Ailemi korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to protect my family.

Evliliğimizi korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to save our marriage.

Hatamı düzeltmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to correct my mistake.

Çocuklarımı korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to protect my children.

Benimkileri korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to protect what's mine.

- Ne gerekiyorsa yapacağım.
- Gereken neyse yapacağım.

- I'll do whatever is necessary.
- I'll do whatever is required.

Tom her ne yapılması gerekiyorsa yapacak.

Tom is going to do whatever needs to be done.

Tom, kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaktır.

Tom is going to do whatever it takes to win.

Gerçekten yapman gerekiyorsa bunu yapabileceğine eminim.

I'm sure you could do that if you really needed to.

Sanırım Tom yapması gerekiyorsa bunu yapabilir.

- I think Tom could do that if he needed to.
- I think that Tom could do that if he needed to.

Gerekiyorsa ona bir harita çizebileceğini söyledi.

He said he would draw a map for her if necessary.

Eğer öldürmen gerekiyorsa bir fili öldür ve eğer bir soygun yapman gerekiyorsa bir hazine soy.

If you must kill, kill an elephant and if you must rob, rob a treasury.

Ne söylemen, ne konuşman gerekiyorsa buradayım, dinliyorum

I'm here to listen to whatever you need to say or talk about

Onun geç gelmesi gerekiyorsa, konferansa onsuz başlayabilirsin.

If he should arrive late, you may start the conference without him.

Birini suçlaman gerekiyorsa, Tom'u ve beni suçla.

If you need to blame someone, blame Tom and me.

Birçok insanın önünde konuşmanız gerekiyorsa sinirleniyor musunuz?

Do you get nervous if you have to speak in front of many people?

Tom'u durdurmak için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız.

We have to do whatever it takes to stop Tom.

Ben intikam almak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I will do whatever it takes to have my revenge.

Mutlu olmak için her ne gerekiyorsa yapmalısın.

You should do anything that is necessary to be happy.

O, hedefine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacak.

He will do whatever it takes to reach his goal.

Tom'un ne gerekiyorsa onu yapmaya cesareti vardı.

Tom had the courage to do what it took.

Bunu tamir etmek için ne gerekiyorsa yapacağız.

I'll do whatever it takes to fix this.

- Ne gerekirse yapacağız.
- Ne gerekiyorsa onu yapacağız.

We'll do whatever it takes.

Leyla çocuklarını desteklemek için ne gerekiyorsa yapıyor.

Layla does whatever it takes to support her children.

Onun olmamasını sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make sure that doesn't happen.

Seni memnun etmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to please you.

İşime devam etmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to keep my job.

Seni mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make you happy.

Oğlumu geri getirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to get my son back.

Olduğum yerde kalmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to stay where I am.

Çocuklarımı geri getirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to get my kids back.

Bunun olmasını sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make that happen.

Bu işi yapmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to get this job done.

İstediğim sonuçları almak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to get the results I want.

Ailemi birlikte tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to keep our family together.

Müşterilerimizi memnun etmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to keep our customers satisfied.

Sanırım Tom gerçekten yapması gerekiyorsa bunu yapabilir.

- I think Tom could do that if he really needed to.
- I think that Tom could do that if he really needed to.

Bir şey gerekiyorsa sadece Tom'a sor, tamam mı?

If you need something, just ask Tom, OK?

1 milyon satır gerekiyorsa 1 milyon satır yazacağız.

To write a million lines, if a million lines are needed.

- Gerekli olan şeyi yaptım.
- Ne gerekiyorsa onu yaptım.

I did what was necessary.

Tom işi zamanında bitirmek için ne gerekiyorsa yapacak.

Tom will do whatever it takes to finish the job on time.

- Ne yapılması gerekiyorsa yapacağım.
- Ne yapılmasını istiyorsan yapacağım.

I'll do whatever you need done.

Tekrar olmayacağından emin olmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make sure it doesn't happen again.

Çocuklarımı okula devam ettirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to keep my children in school.

Politikacılar kendilerini seçtirmek için her ne gerekiyorsa yaparlar.

Politicians do whatever it takes to get themselves elected.

Eğer bir nedenden dolayı onun olması gerekiyorsa, ne yaparsın?

- Should that happen, what will you do?
- If for some reason that should happen, what would you do?

- Ne yapılması gerekiyorsa onu yaptım.
- Yapılması gereken şeyi yaptım.

I did what needed to be done.

En iyi eğitimi aldığını garanti etmek için ne gerekiyorsa harcıyorlar.

best education for their boys and girls.  

İşi bitirmek için ne gerekiyorsa yapman için sana izin veriyorum.

I give you permission to do whatever it takes to finish the job.

Bize ekmek ve yumurtaya gerekiyorsa, ben onları eve dönerken satın alırım.

If we need bread and eggs, I'll buy them on my way home.

Kabin basıncının değişmesi gerekiyorsa, koltuğunuzun üzerindeki paneller oksijen maskelerini açığa çıkaracaktır.

If cabin pressure should change, panels above your seat will open revealing oxygen masks.

Senin burada iyi vakit geçirdiğinden emin olmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make sure you have a good time here.

Leyla ve Sami sonsuza kadar birlikte olmak için ne gerekiyorsa yapacaklardı.

Layla and Sami were going to do whatever it took to be together for ever.

Evlilik büyük bir şey olsa da, endişelenme, ne senin olması gerekiyorsa, senin olacak.

Although marriage is a great thing, don't worry; what should be yours will be yours.