Translation of "Gerçekçi" in English

Gerçekçi ol.

- Get real!
- Get real.

Gerçekçi olalım.

Let's be realistic.

O gerçekçi.

That's realistic.

Tom gerçekçi.

Tom is realistic.

Gerçekçi olun.

- Be realistic!
- Be realistic.

Gerçekçi olun!

- Get real!
- Be realistic!
- Get real.

Ama gerçekçi olalım,

But let's get real:

Resim çok gerçekçi.

The picture is true to life.

O gerçekçi değildir.

He is unrealistic.

Bu gerçekçi değil.

It's far-fetched.

Tom gerçekçi oluyor.

Tom is being realistic.

O gerçekçi değildi.

That was unrealistic.

O gerçekçi değil.

That's unrealistic.

Gerçekçi olmamız gerekiyor.

We need to be realistic.

Tom gerçekçi biri.

Tom is a realist.

Burada gerçekçi olalım.

Let's be realistic here.

Talep çok gerçekçi.

The demand is very real.

Bence bu gerçekçi.

I think it's realistic.

Tom gerçekçi değil.

Tom is unrealistic.

Gerçekçi bir şekilde değerlendirme,

They have a habit of realistically appraising situations,

Ben gerçekçi bir insanım.

- I'm a realistic person.
- I am a realistic person.

Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.

- I don't think he is truthful.
- I don't think that's realistic.
- I don't think that that's realistic.

Gerçekçi ol, tamam mı?

Get real, will you?

Kendime gerçekçi hedefler belirliyorum.

I set myself realistic goals.

Sadece gerçekçi olmaya çalışıyorum.

I'm just trying to be realistic.

Ben sadece gerçekçi oluyorum.

I'm just being realistic.

İnsanların gerçekçi beklentileri olmalı.

People should have realistic expectations.

Ben gerçekçi bir kişiyim.

- I'm a realistic person.
- I am a realistic person.

Biz gerçekçi olmak zorundayız.

We have to be realistic.

Bunun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.

- I don't think this is realistic.
- I don't think that this is realistic.

Artık gerçekçi olmak zorundasın.

You have to be realistic now.

Bu daha gerçekçi olurdu.

This would be more realistic.

Tom gerçekçi bir kişidir.

Tom is a down to earth person.

Onun gerçekçi olduğunu düşünüyoruz.

We think that's realistic.

Plan ne kadar gerçekçi?

How realistic is the plan?

Böylece her şey gerçekçi görünüyor,

so everything just seems real,

Bu daha gerçekçi bir plan.

It's a more realistic plan.

Mary'nin gerçekçi olmayan beklentileri var.

Mary has unrealistic expectations.

Gerçekçi olalım ve imkansızı deneyelim.

Let's be realistic and try the impossible.

O gerçekçi olmayan standartlara sahip.

- She has unrealistic standards.
- He has unrealistic standards.

Senin planının gerçekçi olmadığını düşünüyorum.

- I think your plan is not realistic.
- I think your plan isn't realistic.

Tom'un gerçekçi olmayan beklentileri var.

Tom has unrealistic expectations.

Tom gerçekten gerçekçi bir adam.

Tom is a real down-to-earth guy.

Bu balmumu heykel çok gerçekçi.

This wax sculpture is very realistic.

Ondan daha gerçekçi olmamız gerekiyor.

We need to be more realistic than that.

Onların oldukça gerçekçi beklentileri vardı.

They had pretty realistic expectations.

Tom benim kadar gerçekçi değil.

Tom isn't as realistic as I am.

Kendimi, kültürümün içinde gerçekçi bir şekilde

And that my unrealistic expectations

Tom çok pratik, gerçekçi bir kişidir.

- Tom's a very practical, down-to-earth person.
- Tom is a very practical, down-to-earth person.

Bu planın gerçekçi olmadığını düşünüyor musun?

Do you think this plan is unrealistic?

Bunun gerçekçi bir korku olduğunu düşünüyorum.

I think it's a realistic fear.

Bu kıyafet seksi, ancak gerçekçi değil.

This outfit is sexy, but unrealistic.

Gerçekten senin planlarının gerçekçi olduğunu düşünüyor musun?

Do you really think that your plans are realistic?

Gerçekten senin planının gerçekçi olduğunu düşünüyor musun?

Do you really think that your plan is realistic?

Gerçekçi olmak gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.

To be truthful, this matter doesn't concern her at all.

- Tom'un realist olduğunu biliyorum.
- Tom'un gerçekçi olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a realist.
- I know Tom is a realist.

Planlarını daha gerçekçi yapmazsan asla sonuç elde edemezsin.

Your plans will never come to fruition unless you make them more realistic.

Lyusya toplumsal-gerçekçi romanları çok sever. Onlar çok iyimser.

Lyusya adores social-realistic novels. They're very optimistic.

Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu

Progress in perspective and depth now allowed more realistic images to be drawn

Napolyon'un İspanya'daki birçok uzun menzilli müdahalesi gibi, hedefler gerçekçi değildi,

Like many of Napoleon’s long-range interventions in Spain, the objectives were unrealistic,

Erkeklerin kadınların nasıl görünmesi gerektiği hakkında gerçekçi olmayan beklentileri var.

Men have unrealistic expectations about how women should look.

Bir insan gerçekçi olmazsa ve iş düşünmezse işte uzun kalmaz.

A person won't remain long in business if he does not come down to earth and think business.

- Tom ayakları yere basan bir aile adamıdır.
- Tom gerçekçi bir aile adamıdır.

Tom is a down-to-earth family man.

- Bu kitaptaki diyaloglar çok gerçekçi değil.
- Bu kitaptaki diyaloglar çok gerçek dışı.

The dialogue in this book is very unrealistic.

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.

Parents look at the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

Elbette sana tamamen katılıyorum, bunun için bir şey yapmalıyız, ama planının ne kadar gerçekçi olduğunu bilmiyorum.

Of course I totally agree with you that something should be done about that, but I don't know to what extent your plan is realistic.

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.

Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.