Translation of "Geçirmekten" in English

0.004 sec.

Examples of using "Geçirmekten" in a sentence and their english translations:

Tatillerimi Almanya'da geçirmekten hoşlanıyorum.

I like to spend my holidays in Germany.

Arkadaşlarımla vakit geçirmekten hoşlanıyorum.

I like spending time with my friends.

Tom'la zaman geçirmekten hoşlanıyorum.

I like spending time with Tom.

Arkadaşlarımla zaman geçirmekten hoşlanıyorum.

I like spending time with my friends.

Bahçede vakit geçirmekten hoşlanmıyorum.

I don't like spending time in the garden.

Ben seninle vakit geçirmekten hoşlanırım.

- I like spending time with you.
- I enjoy spending time with you.

Birlikte vakit geçirmekten keyif alıyorum.

I enjoy the time we spend together.

Ben Tom'la zaman geçirmekten hoşlanırım.

I enjoy spending time with Tom.

Onlarla zaman geçirmekten zevk alıyorum.

I enjoy spending time with them.

Onunla zaman geçirmekten zevk alıyorum.

I enjoy spending time with him.

Seninle zaman geçirmekten zevk alıyorum.

I enjoy spending time with you.

Burada vakit geçirmekten zevk alıyorum.

I'm enjoying my time here.

Tom, Noel'i hastanede geçirmekten korktu.

Tom dreaded having to spend Christmas in the hospital.

Öğleden sonrayı seninle geçirmekten hoşlandım.

I enjoyed spending the afternoon with you.

Sami zimmetine para geçirmekten tutuklandı.

Sami got busted for embezzlement.

Tom bahçede vakit geçirmekten hoşlanıyor.

Tom likes to spend time in the garden.

Tom, Noel'i hastanede geçirmekten çok mutsuzdu.

Tom was very unhappy about having to spend Christmas in the hospital.

Boston'da vakit geçirmekten gerçekten keyif aldım.

I really enjoyed my time in Boston.

Tom, Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyordu.

Tom enjoyed spending time with Mary.

Tom Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyor.

Tom enjoys spending time with Mary.

Tom ile vakit geçirmekten keyif aldım.

I enjoyed spending time with Tom.

Ailemle vakit geçirmekten çok keyif alıyorum.

I really enjoy the time I spend with my family.

Tom ve ben birlikte vakit geçirmekten hoşlanırız.

Tom and I like spending time together.

Tom ve Mary birlikte zaman geçirmekten keyif alırlar.

Tom and Mary enjoy spending time together.

Tom ve ben birlikte zaman geçirmekten keyif alıyoruz.

Tom and I enjoy spending time together.

- Seninle zaman geçirmekten hoşlanıyorum.
- Seninle zaman geçirmek hoşuma gidiyor.

- I like spending time with you.
- I enjoy spending time with you.

Öğleden sonrayı seninle geçirmekten daha çok istediğim bir şey yok.

There's nothing I'd like more than to spend the afternoon with you.

Birlikte zaman geçirmekten hoşlanacağın ünlü bir kişiyi seçebilsen, bu kim olurdu?

If you could choose one famous person you'd like to spend time with, who would it be?