Translation of "Gülümsemek" in English

Gülümsemek bedava.

A smile doesn't cost anything.

Gülümsemek bulaşıcıdır.

Smiling is contagious.

Canım gülümsemek istiyor.

I feel like smiling.

Canım gülümsemek istemiyor.

I don't feel like smiling.

Gülümsemek zorunda kaldım.

I had to smile.

- Gülümsemek paraya mal olmaz.
- Gülümsemek parayla değil ya.

It doesn't cost money to smile.

Tom gülümsemek zorunda kaldı.

Tom had to smile.

Bütün yapman gereken gülümsemek.

All you have to do is smile.

Gülümsemek bizi mutlu edebilir.

Smiling can make us happy.

O, talihsizliğine gülümsemek zorunda kaldı.

She had to smile at her misfortune.

Gülümsemek sizi daha mutlu yapabilir.

Smiling can make you happier.

Her zaman gülümsemek yorucu olabilir.

Smiling all the time can be exhausting.

Sadece gülümsemek ve mutlu olmak.

Just smile and be happy.

Bazen gülümsemek için bir çiçek yetmeli.

Sometimes a flower should be enough to smile.

Kahkaha harikadır ama gülümsemek de iyidir.

So while laughter is great, a smile is also good.

Ara sıra gülümsemek sana zarar vermez.

It wouldn't hurt if you smiled a little once in a while.