Translation of "Görmelisin" in English

Bulduğumu görmelisin.

You should see what I found.

Bunu görmelisin.

You should see this.

Manzarayı görmelisin.

You should see the sight.

Gözlerini görmelisin.

You should see your eyes.

Sanırım onu görmelisin.

I think you need to see him.

Tom'un resmini görmelisin.

You should see Tom's picture.

Bunu gerçekten görmelisin.

You really need to see this.

Bence bunu görmelisin.

- I think you should see this.
- I think that you should see this.

Şimdi kedimi görmelisin.

You should see my cat now.

Bir dişçi görmelisin.

- You should go see a dentist.
- You should go to the dentist.

O filmi gerçekten görmelisin.

You really must see that movie.

Tom'un ne yapabileceğini görmelisin.

You should see what Tom can do.

Bence gelip bunu görmelisin.

I think you should come and see it.

Burada ne yaptığımız görmelisin.

You have to see what we're doing here.

Amcamın Boston'daki evini görmelisin.

You should see my uncle's house in Boston.

Şimdi beni mazur görmelisin.

You must excuse me now.

Okul müdürünü hemen gidip görmelisin.

You must go and see the headmaster at once.

Mary'nin iyi olup olmadığını gidip görmelisin.

You must go and see if Mary is OK.

- Bir terapisti görmelisin.
- Bir terapiste başvurmalısın.

You should see a therapist.

Tom iyi mi kötü mü, gidip görmelisin.

You should go and see if Tom is OK.

Şimdi İtalya'da olduğuna göre mutlaka Napoli'yi görmelisin.

Now that you are in Italy, you must absolutely see Naples.

- Tom'u görmen gerekiyor.
- Tom'u görmelisin.
- Tom'u görmek zorundasın.

You've got to see Tom.

- Onları görmek zorundasın.
- Onları görmen gerekiyor.
- Onları görmelisin.
- Onları görmen lazım.

You have to see them.

- Bunu görmen lazım.
- Bunu görmen gerekiyor.
- Bunu görmelisin.
- Bunu görmek zorundasın.

- You have to see this.
- You need to see this.