Translation of "Etmektedir" in English

0.005 sec.

Examples of using "Etmektedir" in a sentence and their english translations:

Tartışmalar devam etmektedir.

Discussions are going on.

İş şimdi devam etmektedir.

The work is now in progress.

O kendi adına hareket etmektedir.

He is acting on his own behalf.

İngiltere şairleri ile iftihar etmektedir.

England is proud of her poets.

O Türkiye'den giysiler ithal etmektedir.

He imports clothes from Turkey.

Birkaç ciddi sorun devam etmektedir.

A few serious problems remain.

Mary çiğ soğandan nefret etmektedir.

Mary hates raw onions.

John 200 işçi istihdam etmektedir.

John employs 200 workers.

Güvenlik, önceliğimiz olmaya devam etmektedir.

Safety remains our priority.

O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.

She is pursuing her career in interior design.

Tom tıbbi araştırma ile iştigal etmektedir.

Tom is engaged in medical research.

Fransız şirketlerin rekabeti azalmaya devam etmektedir.

The competitiveness of French companies continues to decrease.

Mary beş yaşından beri dans etmektedir.

Mary has danced since she was five.

Lastik fabrikası 250 kişi istihdam etmektedir.

The tire factory employs 250 people.

Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.

This factory manufactures CD players.

Misyon başkalarına hizmet vermeye devam etmektedir.

The mission remains to serve others.

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

Australia exports a lot of wool.

Maria okula kadar çocuklara eşlik etmektedir.

Maria accompanies the children to school.

Tom sık sık soğuktan şikayet etmektedir.

Tom often complains about the cold.

Okulu yeni bir okul müdür idare etmektedir.

A new principal is administering the school.

Onun besteleri rönesans müziğinin son yankısını temsil etmektedir.

His compositions represent the last echo of Renaissance music.

"X" sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.

The symbol "X" usually stands for an unknown quantity in mathematics.

Onun parayı kabul ettiği gerçeği hâlâ devam etmektedir.

The fact remains that he accepted the money.

Bu Hint restoranı sadece vejetaryen yemekleri servis etmektedir.

This Indian restaurant only serves vegetarian food.

Monsanto dünya tohum pazarının %27'ini kontrol etmektedir.

Monsanto controls 27% of the world seed market.

Onun bütün aksiliklerine rağmen, o iyimser olmaya devam etmektedir.

Despite all his setbacks, he remains an optimist.

- İngiltere şairleriyle gurur duyar.
- İngiltere şairleri ile iftihar etmektedir.

England is proud of her poets.

Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir.

The U.S. exports billions of dollars' worth of passenger airplanes.

Japonlar grup ya da organizasyona bireyden daha fazla dikkat etmektedir.

The Japanese pay more attention to the group or the organization than to the individual.

Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.

Even today, his theory remains practically irrefutable.

Portekiz ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bu ilişki bugün de devam etmektedir.

This relationship between Portugal and the United States is still maintained today.

Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.

Go easy on Bob. You know, he's been going though a rough period recently.

Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir.

Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.

Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.

Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.

Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.

"Eurovision 2016"'da Jamala'nın zaferi dünyanın bazen göründüğü kadar umutsuz olmadığına bizi ikna etmektedir.

Jamala's victory at the "Eurovision 2016" convinces us that the world is not so hopeless as it sometimes seems.

Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.

Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.

Gay ve lezbiyen ebeveynler için evlat edinme Amerika'da hararetli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

Adoption for gay and lesbian parents remains a hotly contested issue in the United States.

Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.

- Up till now America has called itself the world's police and continued suppression relying on military force.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.

Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.

The twelve stars on the flag of the European Union do not symbolize the twelve founding members of the union. They symbolize the Twelve Apostles.

Aşırı avcılık, aynı zamanda okyanus sağlığını da tehdit etmektedir. Bu, doğal üreme yoluyla popülasyonun yerini alabileceğinden daha fazla balık yakalandığında ortaya çıkar.

Overfishing also threatens ocean health. It occurs when more fish are caught than the population can replace through natural reproduction.

Avrupa Birliği'nin 24 resmi dili vardır. Ancak önemli metinler çoğu kez yalnızca şu üç dilde mevcuttur: İngilizce, Fransızca ve Almanca. Bu durum, bu dillere aşina olmayanlar için bir dezavantaj teşkil etmektedir. Ortak ve tarafsız bir köprü dil üzerinde çalışmanın zamanı çoktan gelmiştir.

The European Union has 24 official languages. But important texts are often available only in three languages: English, French and German. This constitutes a disadvantage for anyone who isn't versed with any of these languages. It's already high time to think about a neutral, common bridge language.