Translation of "Dikkatle" in English

0.009 sec.

Examples of using "Dikkatle" in a sentence and their english translations:

Dikkatle izleyin.

Watch carefully.

Dikkatle dinliyorum.

- I am all ears.
- I'm all ears.

Dikkatle baktılar.

They looked intently.

Dikkatle izlediler.

They watched intently.

Dikkatle izledim.

I watched carefully.

Dikkatle dinledim.

I listened intently.

Odası'ndan dikkatle yönetildi .

Room, in Houston, Texas.

Yolu dikkatle geç.

Cross the road with care.

Lütfen dikkatle dinleyin.

Please listen carefully.

Herkes dikkatle dinliyordu.

Everybody was listening intently.

Şimdi dikkatle dinle.

Now listen carefully.

Dikkatle izliyor musunuz?

Are you watching carefully?

Kapıyı dikkatle it.

Push the door carefully.

Beni dikkatle dinle.

Listen carefully to me.

Dikkatle dinliyor musun?

Are you listening closely?

İçeriye dikkatle baktılar.

They peered inside.

Pekala, dikkatle dinleyin.

All right, listen carefully.

Tom dikkatle dinledi.

Tom listened intently.

Seni dikkatle inceleyeceğim.

I will scrutinize you closely.

Ona dikkatle bak.

Look at it carefully.

Tom dikkatle izledi.

- Tom watched attentively.
- Tom watched intently.

Tom dikkatle baktı.

Tom stared intently.

Tom dikkatle yazdı.

Tom wrote carefully.

Onlar dikkatle dinledi.

They listened intently.

Tom dikkatle dinliyor.

Tom is all ears.

Tom dikkatle dinliyordu.

- Tom listened with interest.
- Tom was listening intently.
- Tom listened intently.

Onları dikkatle izledim.

I watched them carefully.

Kapıyı dikkatle aç.

Open the door with care.

John dikkatle dinledi.

John listened carefully.

Dikkatle dinlemeni istiyorum.

I want you to listen carefully.

Durumu dikkatle inceledim.

I looked into the situation carefully.

Ben dikkatle dinledim.

I listened carefully.

Ben dikkatle dinliyordum.

I was listening carefully.

- Tom kutuları dikkatle istifliyor.
- Tom sandıkları dikkatle yığıyor.

Tom is carefully stacking the boxes.

- Tom onu dikkatle izledi.
- Tom onu dikkatle inceledi.

Tom examined it carefully.

Çünkü bu dikkatle incelenmiş,

Because beneath these cups,

Ders kitabını dikkatle okumalısın.

You must read the textbook closely.

Karanlıkta yolumuzu dikkatle hissetmeliyiz.

We must feel our way carefully in the dark.

Onlar dersi dikkatle dinliyorlardı.

They were listening to the lecture attentively.

Onlar dersi dikkatle dinledi.

- They attended the lecture.
- They listened to the lecture very attentively.

O, onu dikkatle aldı.

He picked it up carefully.

Tom belgeleri dikkatle inceledi.

Tom looked over the documents carefully.

Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.

The teacher listened attentively to my explanation.

Yuvadaki kuşu dikkatle izledi.

She carefully watched the bird in the nest.

Herkes dikkatle Tom'u dinliyordu.

Everybody was listening intently to Tom.

Tom Mary'yi dikkatle izledi.

Tom watched Mary carefully.

Tom dikkatle etrafa baktı.

Tom looked around carefully.

Tom kutuyu dikkatle kaldırdı.

Tom carefully lifted the box.

Tom kutuyu dikkatle açtı.

Tom carefully opened the box.

Tom kapağı dikkatle açtı.

Tom carefully opened the lid.

Tom dikkatle kapağı kaldırdı.

Tom carefully raised the lid.

Tom kapıyı dikkatle kilitledi.

Tom carefully locked the door.

Tom dikkatle maskesini çıkardı.

Tom carefully took off his mask.

Sıradaki sözcüklerinizi dikkatle seçin.

Choose your next words carefully.

Tom bandajı dikkatle kaldırdı.

Tom carefully removed the bandage.

Tom belgeyi dikkatle inceledi.

Tom studied the document carefully.

Tom dikkatle sorunu düşündü.

Tom considered the problem carefully.

Doğru anı dikkatle seçmeliyiz.

We must choose the right moment carefully.

Cevaplarını dikkatle kontrol et.

Check your answers carefully.

Tom beni dikkatle dinledi.

Tom listened to me attentively.

Tom, Mary'ye dikkatle baktı.

Tom looked at Mary intently.

Yabancılara dikkatle bakmak kabalıktır.

It is rude to stare at strangers.

Babam arabayı dikkatle sürüyor.

My father drives safely.

Tom dikkatle Mary'ye baktı.

- Tom was staring at Mary.
- Tom stared at Mary intently.

Tom hediyeyi dikkatle açtı.

Tom unwrapped the gift carefully.

Tom dikkatle kapıya yaklaştı.

Tom cautiously approached the door.

Dinleyin ve dikkatle dinleyin.

Listen and listen carefully.

Erkek çocukları dikkatle dinledi.

The boys listened attentively.

Mary tişörtünü dikkatle katladı.

Mary folded her T-shirt carefully.

Lütfen bunu dikkatle okuyun.

Please read this carefully.

Tom içeriye dikkatle baktı.

Tom peered inside.

Sana söyleyeceğimi dikkatle dinle.

Pay close attention to what I tell you.

Tom dikkatle içeri girdi.

Tom carefully stepped inside.

Biz onları dikkatle izledik.

We watched them carefully.

Tom bizi dikkatle izledi.

Tom watched us carefully.

Onlar seni dikkatle izledi.

They watched you carefully.

Onlar onu dikkatle izledi

They watched him carefully.

Onlar onu dikkatle izledi.

They watched her carefully.

Lütfen beni dikkatle dinleyin.

Please listen to me carefully.

Söyle bana. Dikkatle dinliyorum.

Tell me. I'm all ears.

Tom sözlerini dikkatle seçti.

- Tom chose his words carefully.
- Tom chose his words with care.

Her şeyi dikkatle inceleyeceğiz.

We're going to scrutinize everything.

Bunu dikkatle izlemek zorundayız.

We have to watch this carefully.

Tom Mary'yi dikkatle dinledi.

Tom paid very close attention to Mary.

Tom örümceği dikkatle izledi.

Tom watched the spider carefully.

Tom söylenenleri dikkatle dinledi.

Tom paid close attention to what was being said.

O planını dikkatle inceledi.

He considered her plan carefully.

Tom teklifi dikkatle düşündü.

Tom considered the offer carefully.

Lütfen bunu dikkatle yapın.

Please do that carefully.

Tom dikkatle kapağı açtı.

Tom carefully opened the lid.

Tom gerçekten dikkatle dinliyordu.

Tom was paying really close attention.