Translation of "Emily" in English

0.013 sec.

Examples of using "Emily" in a sentence and their english translations:

Emily şaşırmıştı.

Emily was surprised.

Emily İngilizdir.

Emily is English.

Emily evde.

Emily's home.

Emily nasıl?

How is Emily?

Emily ağlıyor.

Emily is crying.

Emily susamış.

Emily is thirsty.

Emily yüzebilir.

Emily can swim.

Emily kimdir?

- Who's Emily?
- Who is Emily?

Emily beni şaşırtacak.

Emily will surprise me.

Emily cips yiyor.

Emily's eating crisps.

Emily müzik dinliyordu.

Emily was listening to music.

Emily telefonunu kırdı.

Emily broke her phone.

Emily bir öğrencidir.

Emily is a student.

Emily halihazırda meşguldür.

Emily is busy right now.

Emily çok hoş.

Emily is very lovely.

Emily şekerlemeleri sever.

Emily loves sweets.

Emily yükseklikten korkar.

Emily is afraid of heights.

Emily okula gidiyor.

Emily goes to school.

Emily cümleyi yazdı.

Emily wrote the sentence.

Benim adım Emily.

My name is Emily.

Emily örümceklerden korkar.

Emily is afraid of spiders.

Emily örümceklerden korkmaz.

- Emily isn't afraid of spiders.
- Emily's not afraid of spiders.
- Emily is not afraid of spiders.

Emily bir ergendir.

Emily is a teenager.

Emily kalbimi çaldı.

Emily stole my heart.

Emily gerçeği söyledi.

Emily told the truth.

Emily güzelliğini önemsiyor.

Emily cares about her beauty.

Emily bizimle kalacak.

Emily will stay with us.

Emily kıyma yiyemez.

Emily can't eat ground meat.

Emily odasına gidiyor.

Emily is going to her room.

Emily odasına gitti.

Emily went to her room.

Emily kola içiyor.

Emily is drinking cola.

Emily ödevini yapıyor.

Emily is doing her homework.

Emily teklifi reddetti.

Emily rejected the offer.

Emily bana sarıldı.

Emily hugged me.

Emily, Avustralya vatandaşıdır.

Emily is an Australian citizen.

Emily bir annedir.

Emily is a mother.

- Emily bir üniversite öğrencisidir.
- Emily bir kolej öğrencisidir.

- Emily is a student.
- Emily is a college student.
- Emily is a university student.

Emily soruyu doğru yanıtladı.

Emily answered the question correctly.

Emily bir öğrenci değil.

Emily is not a student.

Emily soruyu doğru cevapladı.

Emily answered the question correctly.

Emily soğanlardan nefret eder.

Emily hates onions.

Emily tuvaletlerden nefret eder.

Emily hates toilets.

Emily ve Kate arkadaştır.

Emily and Kate are friends.

Emily ve Melanie İngilizdirler.

Emily and Melanie are English.

Emily kendi şarkılarını yazabilir.

Emily can compose her own songs.

Emily Yunanca öğrenmek istiyor.

Emily wants to learn Greek.

Emily şu an meşgul.

Emily is busy right now.

Emily benim kız arkadaşım.

Emily is my girlfriend.

Emily bir mektup yazdı.

Emily wrote a letter.

Emily bir soru sordu.

Emily asked a question.

Emily bir kitap okudu.

Emily read a book.

Emily bir portakal yedi.

Emily ate an orange.

Emily bir elma yedi.

Emily ate an apple.

Emily bu kitabı okudu.

Emily read this book.

Emily bir mektup yazıyor.

Emily is writing a letter.

Emily biraz Romence çalıştı.

Emily studied some Romanian.

Emily ile çıkmak istiyorum.

I'd like to go out with Emily.

Emily biraz Türkçe öğreniyor.

Emily is learning some Turkish.

Emily bir lise öğrencisidir.

- Emily is a student.
- Emily is a high school student.

Emily bir üniversite öğrencisidir.

Emily is a university student.

Emily Yunan diline aşık.

Emily is in love with the Greek language.

Emily tırmanmaktan nefret eder.

Emily hates climbing.

Emily onu Melanie'ye söyleyecek.

Emily will tell Melanie.

Emily teklifi kabul etti.

Emily accepted the offer.

Emily, Melanie'nin evinde kalıyor.

Emily is staying in Melanie's house.

Emily şimdi evde mi?

Is Emily at home now?

- Emily ve Melanie yakın arkadaşlardır.
- Emily and Melanie yakın arkadaştır.

Emily and Melanie are close friends.

- Emily eski bir oyuncağa rastladı.
- Emily eski bir oyuncağa rast geldi.

Emily came across an old toy.

Emily asla yüzüme tokat atmaz.

Emily would never slap me in the face.

Emily beş yıldır Almanca öğreniyor.

Emily has been learning German for five years.

Emily bu sabah Paris'ten ayrılıyor.

Emily is leaving Paris this morning.

Emily güzel bir elbise giyiyor.

Emily is wearing a beautiful dress.

Emily benim en iyi arkadaşım.

Emily is my best friend.

Emily bana bir soru sordu.

Emily asked me a question.

Emily anne babasını ziyaret edecek.

Emily is going to visit her parents.

Emily ile beraber gitmek istiyorum.

I want to go together with Emily.

Emily okuldan ayrılmaya karar verdi.

Emily decided to leave the school.

Emily kendisiyle yaşamama izin verdi.

Emily permitted me to live with her.

Emily bilgisayarını kullanmama izin verdi.

Emily permitted me to use her computer.

Emily benim en sevdiğim kız.

Emily is my favourite girl.

Emily elektrik mühendisi olmak istiyor.

Emily wants to be an electrician.

Emily, üniversitesinde Almanca dilbilimi okuyor.

Emily is studying German linguistics at her university.

Emily şarkıların coverlarını yapmayı sever.

Emily loves doing covers of songs.

Emily okulda en parlak kızdır.

Emily is the brightest girl in school.

Emily gidip babasını görmek istiyor.

Emily wants to go and see her father.

Emily en sevdiği televizyon programını izliyor.

Emily is watching her favourite TV programme.

Emily okuldan on altı yaşında ayrıldı.

Emily left school at sixteen.

Emily güzel sesiyle bir şarkı söylüyor.

Emily is singing a song with her beautiful voice.

Emily liseden 2017'de mezun olacak.

Emily will graduate from high school in 2017.

Emily gece saat onda uyumaya gider.

Emily goes to sleep at 10 o'clock at night.

Emily Coca-Cola'yı Pepsi'ye tercih eder.

Emily prefers Coca-Cola to Pepsi.

Emily büyük bir şirkette çalışmak istiyor.

Emily wants to work in a major company.

Emily bir paket cips satın aldı.

Emily bought a packet of crisps.