Translation of "Dikkati" in English

0.004 sec.

Examples of using "Dikkati" in a sentence and their english translations:

Onun dikkati dağılmış.

- He is distracted.
- He's absent-minded.

Hepimizin dikkati dağıldı.

We all got distracted.

O dikkati seviyor.

- He likes attention.
- She likes attention.

Tom'un dikkati dağıldı.

Tom's attention wandered.

Tom'un dikkati dağılmış.

- Tom's distracted.
- Tom is distracted.

Ama dikkati hemen dağılıyor.

But he's easily distracted.

Tom'un kolayca dikkati dağılır.

Tom is easily distracted.

İstenmeyen dikkati kendinize çekmeyin.

Don't draw unwanted attention to yourself.

Onun kolayca dikkati dağılır.

- She is easily distracted.
- She's easily distracted.

Tom dikkati dağılmış görünüyor.

Tom seems distracted.

Tom'un çok dikkati dağılmıştı.

Tom got very distracted.

Tom'un çok dikkati dağıldı.

Tom became very distracted.

Güzel kız yüzünden dikkati dağılmıştı.

He was distracted by the beautiful girl.

Tom'un Mary tarafından dikkati dağıtıldı.

Tom was distracted by Mary.

Belki de Tom'un dikkati dağılmıştı.

Maybe Tom was distracted.

O çocuğun kolayca dikkati dağılır.

That child's easily distracted.

Tom dikkati dağılmış gibi görünüyor.

It looks like Tom is distracted.

Tom, dikkati dağılmış gibi görünüyordu.

Tom looked like he was distracted.

Tom dikkati dağılmış gibi görünüyordu.

Tom seemed to be distracted.

Tom'un dikkati dağılmış olduğunu biliyorum.

- I know Tom was distracted.
- I know that Tom was distracted.

Tom biraz dikkati dağılmış gibi görünüyordu.

Tom seemed a little distracted.

Dikkati üzerine çekecek bir şey yapma.

Don't do anything to attract attention to yourselves.

Tom'un o kadar dikkati dağılmış ki fotoğraf makinesini otobüste bıraktı.

Tom was so distracted that he left his camera on the bus.

Mary ona hayat hikayesini anlatırken Tom soğuk ve dikkati dağılmış görünüyordu.

Tom looked distant and distracted while Mary told him her life story.