Translation of "Dağlarda" in English

Dağlarda büyüdüm.

I grew up in the mountains.

Dağlarda saklanıyordu.

He was hiding in the mountains.

Dağlarda ağaçlar keser.

He cuts down trees in the mountains.

Tom dağlarda saklanıyordu.

Tom was hiding in the mountains.

Dağlarda yürüyüşü seviyorum.

- I like hiking in the mountains.
- I like to hike in the mountains.

Dağlarda kar var.

There is snow on the mountains.

Hayali dağlarda yaşamak.

His dream is to live in the mountains.

- Dağlarda bir evim var.
- Dağlarda bir eve sahibim.

I have a home in the mountains.

Koş ve dağlarda saklan.

Run and hide in the mountains.

Tom şimdi dağlarda saklanıyor.

Tom is now hiding in the mountains.

Hava yüksek dağlarda nadirdir.

The air is rare on high mountains.

Uçağı dağlarda kaza yaptı.

His airplane crashed in the mountains.

Dağlarda kayak yapmaya gittiler.

They went skiing in the mountains.

Dağlarda bir evim var.

I have a house in the mountains.

Ben dağlarda yürümeyi severim.

I like to walk in the mountains.

Tom'un hayali dağlarda yaşamaktır.

Tom's dream is to live in the mountains.

Köy dağlarda yüksekte bulunmaktadır.

The village is located high up in the mountains.

Ben dağlarda yürümekten hoşlanırım.

I like to hike in the mountains.

Bütün gece boyunca dağlarda dolaşıyordum.

I was roaming over the mountains all through the night.

Yazı dağlarda geçirmek güzel olurdu.

It would be nice to spend the summer in the mountains.

Tom dağlarda üç gün kaldı.

Tom survived three days in the mountains.

Tom'un ailesinin dağlarda evi var.

Tom's family has house in the mountains.

Annemle babam birbirini dağlarda tanımış.

My parents met each other in the mountains.

Şüpheli üç haftadır dağlarda saklanıyordu.

The suspect was hiding out in the mountains for three weeks.

Ben dağlarda bir yürüyüş yaptım.

I took a walk in the mountains.

Dağlarda bir yerde donarak öldü.

He froze to death somewhere in the mountains.

Ben, dağlarda sessiz bir tatil umuyordum.

I anticipated a quiet vacation in the mountains.

Dağlarda kaplanlar olmadığında maymun kral olur.

When there is no tigers in mountains, the monkey becomes the king.

Ben dağlarda bazı köyleri ziyaret etmenizi öneriyorum.

I suggest that you visit some villages in the mountains.

Tom'un ailesi her yaz dağlarda tatil yapar.

Tom's family vacations in the mountains every summer.

Gün gri ve dağlarda çok kar var.

The day is gray and there is much snow in the mountains.

Tom derin dağlarda izole bir köyde büyüdü.

Tom grew up in an isolated village deep in the mountains.

Bu köpek dağlarda insanları korumak için eğitilmiştir.

This dog is trained to save people in the mountains.

Tom ve Mary dağlarda kamp yapmaya gittiler.

Tom and Mary went camping in the mountains.

Dağlarda Wi-Fi bulunmaması gerçekten rahatsız edicidir.

It's really disturbing not to have Wi-Fi in the mountains.

Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.

You gotta be super careful paragliding in the high mountains.

Tom polis tarafından yakalanmak istemediği için dağlarda saklandı.

Tom hid in the mountains because he didn't want to get caught by the police.

Tom ve Mary dağlarda birkaç gün geçirmek istedi.

Tom and Mary wanted to spend a few days in the mountains.

Bu dağlarda bulunan tuzlar ve mineraller oldukça farklıdır.

The salts and minerals found in these mountains are quite diverse.

Tom tek başına dağlarda yaşıyor, yıllardır gören yok.

Tom lives alone in the mountains. No one has seen him for years.

Madenciler bu eski zincirleri dağlarda taş taşımak için kullanıyorlardı.

[Bear] Miners used these old chains to haul rock up and down the mountain.

Ben her zaman dağlarda küçük bir otel işletmeyi düşündüm.

I've always wanted to run a small hotel in the mountains.

Evimden yaklaşık üç saat mesafedeki dağlarda bir kulübem var.

I have a cabin in the mountains about three hours from my house.

O kadar güzel bir gündü ki dağlarda doğa yürüyüşüne çıktık.

It was so nice a day that we went for a hike in the mountains.