Translation of "Dükkanın" in English

Dükkanın açılmasını bekliyoruz.

We're waiting for the shop to open.

Hangisi favori dükkanın?

Which is your favorite store?

Bebek arabası dükkanın önünde duruyor.

A stroller has been left in front of the store.

Bir dükkanın üstünde bir evde yaşıyorum.

I live in a flat above a shop.

Artık onun babası öldü, o dükkanın sahibiydi.

Now that his father was dead, he owned the store.

Tom arabasını dükkanın arkasındaki parka park etti.

Tom parked his car in the lot behind the store.

Birisi dükkanın önüne bir bebek arabası bırakmış.

- Someone left a stroller in front of the store.
- Somebody left a stroller in front of the store.

Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.

I go by that shop every morning on my way to school.

- Dükkanın önünde uzun bir kuyruk oluştu.
- Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.

A long queue had formed in front of the shop.

Ben istasyonun yakınında lezzetli kekler yapan yeni bir pasta dükkanın var olduğunu duydum.

- I heard a great cakery just opened near the station.
- I've heard that there's a new cake shop near the station that makes delicious cakes.

- Bu mağazanın açılmasını bekliyorum.
- Bu mağazanın açılması için bekliyorum.
- Bu dükkanın açılmasını bekliyorum.

I'm waiting for this store to open.