Translation of "Dükkânın" in English

Dükkânın açılmasını bekliyorum.

- I am waiting for the store to open.
- I'm waiting for the store to open.

Bu dükkânın sahibiyim.

I own this store.

Dükkânın açılmasını bekliyorduk.

We were waiting for the shop to open.

Fark etmeden dükkânın yanından geçtik.

We went by the shop without noticing it.

Bu dükkânın elmaları büyük değil.

This shop's apples are not big.

- Dükkânın neye benziyor?
- Mağazan neye benziyor?

What is your store like?

Tom'un arabası dükkânın önünde park edilmişti.

Tom's car was parked in front of the convenience store.

Boston'da Tom'un çalıştığı o küçük dükkânın adı neydi?

What was the name of that little shop in Boston where Tom worked?