Translation of "Buluşacak" in English

0.009 sec.

Examples of using "Buluşacak" in a sentence and their english translations:

Onunla buluşacak mısın?

Will you meet her?

Tom, Jacksonlarla buluşacak.

Tom will meet the Jacksons.

Burada biriyle buluşacak mısın?

Are you meeting someone here?

Tom seninle orada buluşacak.

Tom will meet you there.

Komite bugün saat dörtte buluşacak.

The committee meets today at four.

Annem yarın sınıf öğretmenimle buluşacak.

My mother is to meet with my homeroom teacher tomorrow.

Tom 2.30'da hepinizle buluşacak.

Tom will meet with all of you at 2:30.

Bu gece Tom'la buluşacak mısın?

Are you going to meet Tom tonight?

Tom evimde benimle tekrar buluşacak.

Tom is going to meet me back at my house.

Tom yarın sabah seninle buluşacak.

Tom is going to meet you tomorrow morning.

Tom daha sonra benimle buluşacak.

Tom is going to meet me later.

Tom bugün Mary ile buluşacak.

Tom will meet Mary today.

Tom Mary ile havaalanında buluşacak.

Tom is going to meet Mary at the airport.

Tom bugün burada benimle buluşacak.

Tom will be meeting me here today.

Ah, onlar ne zaman tekrar buluşacak?

Ah, when will they meet again?

Bu gece Jane ile buluşacak mısın?

Are you going to meet Jane tonight?

Tom benim evimde benimle geri buluşacak.

Tom will meet me back at my house.

Tom bu gece Mary ile buluşacak.

Tom is going to meet Mary tonight.

Tom Boston'da bir yerde Mary ile buluşacak.

Tom is going to meet Mary somewhere in Boston.

Tom saat 2.30'da Mary ile buluşacak.

Tom will meet Mary at 2:30.

Yedi sanayi demokrasilerinin liderleri 2000 yılında Okinawa'da buluşacak.

The leaders of seven industrial democracies will meet in Okinawa in 2000.

Aşıları almak için benimle buluşacak olan  kabile üyesini arıyoruz.

We're on the lookout for a tribal elder who's supposed to meet me to collect the vaccines.