Translation of "30'da" in English

0.028 sec.

Examples of using "30'da" in a sentence and their english translations:

06:30'da kalkarım.

I get up at 6:30.

- Ben 6:30'da döneceğim.
- 6:30'da geri döneceğim.

- I will return at 6:30.
- I'll be back at half six.

Sabah 6:30 da uyanırım.

I wake up at half past six in the morning.

7: 30'da Kahvaltı ettim.

- I had breakfast at 7:30.
- I had breakfast at seven-thirty.

6:30'da geri döneceğim.

- I will be back at half past six.
- I'll return at 6:30.
- I'll be back at half six.

Yaklaşık 8:30'da başlar.

It starts around 8:30.

Ders 8:30 da başlar.

The class begins at 8:30.

Ben 10:30'da yatarım.

I go to bed at 10.30.

8:30 da okula vardık.

We reached school at eight-thirty.

Tom 2:30'da öldü.

Tom died at 2:30.

Tom 2:30'da uyandı.

Tom woke up at 2:30.

Ben 6:30 da döneceğim.

- I'll return at 6:30.
- I will return at 6:30.
- I'll be back at 6:30.

Ben 6:30'da döneceğim.

- I'll return at 6:30.
- I will return at 6:30.

2:30'da ayrılmam gerekiyor.

I need to leave at 2:30.

Tom 2:30 da gelecek.

Tom is going to come at 2:30.

Okul 8:30'da başlar.

School begins at eight-thirty.

Neden 2: 30'da başlamıyoruz?

Why don't we start at 2:30?

Sizi 2:30'da bekleyeceğiz.

We'll be expecting you at 2:30.

- Hocayla 1:30'da randevum var.
- Profesörle 1:30'da randevum var.

I have an appointment with the professor at 1:30.

Ekspres akşam 6:30'da varır.

The express arrives at 6:30 p.m.

Birinci sınıf 8. 30'da başlar.

The first class begins at 8:30.

Uçak saat 2:30'da kalktı.

The plane took off at 2:30.

Uçak Heathrow'dan 12:30'da kalkıyor.

The plane departs from Heathrow at 12:30.

O, 6:30'da trenle gidecek.

He will leave by train at 6:30.

6:30'da beni ara lütfen.

Call me at six-thirty, please.

İngilizce ders 8:30 da başladı.

The English lesson started at 8:30.

Genellikle 7:30 da kahvaltı yaparız.

We usually have breakfast at 7:30.

Tom 6:30'da eve vardı.

Tom got home at 6:30.

Lütfen beni 6:30'da uyandır.

Please wake me up at 6:30.

Bu sabah 6:30'da kalktım.

I got up at six-thirty this morning.

Ben eve 6:30 da dönerim.

- I will be back at half past six.
- I'll return at 6:30.
- I'll return at half past six.
- I will return at 6:30.
- I'll be back at six-thirty.
- I'll be back at half past six.
- I'll be back at half six.
- I'll be back at 6:30.
- I come back home at 6:30.

Alarm 5:30 da çalmaya başladı.

The alarm went off at five-thirty.

Genellikle 6: 30'da evden ayrılırım.

I usually leave home at 6:30.

Geçit töreni 2: 30'da başlayacak.

The parade will start at 2:30.

Bunu 2:30 da yapmayı planlıyorum.

I plan to do that at 2:30.

Tom 6:30 da okula gitti.

Tom left for school at 6:30.

Saat 2:30'da Tom'u ara.

Call Tom at 2:30.

Neden 2: 30'da ara vermiyoruz?

Why don't we take a break at 2:30?

- Babam saat 16:30'da Honolulu'ya varacak.
- Babam öğleden sonra 4:30'da Honolulu'ya varacak.

My father is to arrive in Honolulu at 4:30 p.m.

O, saat 6:30'da Şikago'ya varacak.

It'll arrive in Chicago at 6:30.

Genellikle yaklaşık saat 6:30 da kalkarım.

I usually get up at about six-thirty.

Akşam yemeği 6:30'da servis edilecek.

Dinner will be served at 6:30.

Tom bunu 2:30 da yapmayı seviyor.

Tom likes to do that at 2:30.

Tom spor salonundan 2: 30'da ayrıldı.

Tom left the gym at 2:30.

226 nolu uçak saat 10:30 da kalkacak.

Flight 226 takes off at 10:30.

Tom, 2:30'da geri geleceğine söz verdi.

Tom promised to be back by 2:30.

Tom eve tam olarak 02:30'da geldi.

Tom got home at exactly 2:30.

Tom her zamanki gibi 6:30'da kalktı.

Tom got up at 6:30 as usual.

Tom, bizi saat 2: 30'da istasyonda karşılayacak.

Tom is meeting us at the station at 2:30.

Pazartesi öğleden sonra saat 2: 30'da neredeydiniz?

Where were you at 2:30 Monday afternoon?

En geç saat 2: 30'da evde olmalıyım.

I have to be home no later than 2:30.

- Beni 2:30'da al.
- Beni 2.30'da al.

Pick me up at 2:30.

Akşam saat 06:30'da Imperial Otelin lobisinde buluşalım.

Let's meet in the lobby of the Imperial Hotel at 6:30 p.m.

- Okul 3:30'da bitti.
- Okul 3.30'da bitti.

School is over at 3:30.

Yarın buraya saat 02:30'da tekrar gelebilir misiniz?

Could you come back here tomorrow at 2:30?

Su polosu takımı sabah 5:30'da çalışma yapar.

The water polo team practices at 5:30 a.m.

- Okul 8:30'da başlar.
- Okul sekiz buçukta başlar.

School begins at half past eight.

Öyle yapmasını istediği için Tom Mary'yi 6:30'da uyandırdı.

Tom woke Mary up at 6:30 as she had asked him to do.

- Toplantı saat 2: 30'da başlayacak.
- Toplantı 2.30'da başlayacak.

The meeting will start at 2:30.

Tom saat 2:30'da Mary'yi kütüphanenin önünde bekliyor olacak.

Tom will be waiting for Mary in front of the library at 2:30.

Bir kural olarak, o, sabahleyin yaklaşık 80:30'da ofise varır.

As a rule, he arrives at the office about eight-thirty in morning.

- Saat 2.30'da seni karşılayabilirim.
- Saat 2:30'da seninle görüşebilirim.

I can meet you at 2:30.

- Tom 2.30'da eve geldi.
- Tom 2:30'da eve geldi.

- Tom got home at 2:30.
- Tom got home at two-thirty.

- Genellikle saat altı otuz civarında kalkarım.
- Genellikle yaklaşık saat 6:30 da kalkarım.

I usually get up at about six-thirty.

Lütfen, öğleden sonra saat 2:30'da, ikinci katta bulunan konferans salonundaki toplantıya katılın.

Please attend the meeting in the second floor conference room at 2:30 p.m.

- Senin saat 2.30'a kadar burada olacağını varsayıyorum.
- 2: 30'da burada olacağınızı varsayıyorum.

- I assume you'll be here by 2:30.
- I assume that you'll be here by 2:30.

- O, 6:30'da her gün onu uyandırır.
- O, onu her gün 6.30'da uyandırır.

She wakes him up every day at 6:30.

Tom 6:30'da yataktan kalktı, mutfağa gitti ve tost makinesine iki dilim ekmek koydu.

Tom rolled out of bed at 6:30, shuffled into the kitchen and put two slices of bread into the toaster.