Translation of "Bulacağımı" in English

0.007 sec.

Examples of using "Bulacağımı" in a sentence and their english translations:

"Orayı bulacağımı biliyorum,"

I know I'm gonna get there,

Tom'u bulacağımı ummuyordum.

I didn't expect I'd find Tom.

Onları bulacağımı beklemiyordum.

I didn't expect I'd find them.

Onu bulacağımı beklemiyordum.

I didn't expect I'd find him.

Seni bulacağımı biliyordum.

- I knew I would find you.
- I knew I'd find you.

Nerede su bulacağımı biliyorum.

I know where to find water.

Seni burada bulacağımı biliyordum.

I knew I'd find you here.

Seni burada bulacağımı düşündüm.

- I thought I'd find you here.
- I thought that I'd find you here.

Onu nerede bulacağımı biliyorum.

I know where to find him.

Seni orada bulacağımı düşünmüştüm.

- I thought I would find you there.
- I thought that I would find you there.

Tom'u nerede bulacağımı biliyorum.

I know where to find Tom.

Seni nerede bulacağımı biliyorum.

I know where to find you.

Tom'u bulacağımı hiç düşünmemiştim.

I never thought I'd find Tom.

Ben ne bulacağımı bilmiyordum.

I didn't know what I'd find.

Seni bulacağımı hiç düşünmedim.

I never thought I'd find you.

Onları bulacağımı hiç düşünmedim.

I never thought I'd find them.

Onu bulacağımı hiç düşünmedim.

I never thought I'd find him.

- Bana onları nasıl bulacağımı söyle.
- Bana onları nasıl bulacağımı söyleyin.

Tell me how to find them.

- Bana onu nasıl bulacağımı söyle.
- Bana onu nasıl bulacağımı söyleyin.

Tell me how to find him.

- Bana Tom'u nasıl bulacağımı söyle.
- Bana Tom'u nasıl bulacağımı söyleyin.

Tell me how to find Tom.

Sanırım Tom'u nerede bulacağımı bilebilirim.

I think I may know where to find Tom.

Sanırım Tom'u nasıl bulacağımı biliyorum.

I think I know how to find Tom.

Seni Tom'un yanında bulacağımı biliyordum.

I knew I'd find you with Tom.

Sanırım Tom'u nerede bulacağımı biliyorum.

- I think I know where to find Tom.
- I think that I know where to find Tom.

Kutuda ne bulacağımı merak ediyorum.

I wonder what I'll find in the box.

Seni onunla birlikte bulacağımı biliyordum.

- I knew I'd find you with him.
- I knew I'd find you with her.

Seni onlarla birlikte bulacağımı biliyordum.

I knew I'd find you with them.

Bana onları nerede bulacağımı söyle.

Tell me where to find them.

Bana onu nerede bulacağımı söyle.

Tell me where to find him.

Bana onu nasıl bulacağımı söyle.

Tell me how to find her.

Sanırım onları nasıl bulacağımı biliyorum.

I think I know how to find them.

Sanırım onu nasıl bulacağımı biliyorum.

I think I know how to find him.

Sizin ikinizi birlikte bulacağımı biliyordum.

I knew I'd find the two of you together.

Nerede iyi bir doktor bulacağımı biliyorum.

I know where to find a good doctor.

Tom'u nerede bulacağımı bana söyleyebilir misin?

Can you tell me where to find Tom?

Tom'u nerede bulacağımı tam olarak biliyorum.

I know exactly where to find Tom.

Sana bir iş bulacağımı garanti ederim.

I guarantee I'll get you a job.

Tom bana seni nasıl bulacağımı söyledi.

Tom told me how to find you.

Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.

I never thought I'd find a woman like you.

Gömülü hazineyi nerede bulacağımı tam olarak biliyorum.

I know exactly where to find the buried treasure.

Seni ziyarete gelmeye ne zaman fırsat bulacağımı bilmiyorum.

I don't know when I'll get around to visiting you.

Tom'la konuşmak için bir şans daha bulacağımı düşünmüştüm.

- I thought I'd have another chance to talk to Tom.
- I thought that I'd have another chance to talk to Tom.

Böyle bir yerde böylesine güzel bir yer bulacağımı asla beklemiyordum.

I never expected to find such a nice hotel in a place like this.