Translation of "Buket" in English

Tom bir buket çiçek tutuyor.

Tom is holding a bouquet of flowers.

Tom bir buket çiçek taşıyordu.

Tom was carrying a bouquet of flowers.

Bana bir buket çiçek sundu.

He presented me with a bouquet of flowers.

Tom Mary'ye bir buket çiçek verdi.

Tom gave a bouquet of flowers to Mary.

O, ona bir buket çiçek verdi.

He handed her a bouquet of flowers.

Tom Mary'ye bir buket çiçek aldı.

- Tom bought a bouquet of flowers for Mary.
- Tom bought Mary a bouquet of flowers.

Tom bir buket çiçek taşıyarak odaya girdi.

Tom walked into the room, carrying a bouqet of flowers.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en güzel buket.

This is the most beautiful bouquet I've ever seen.

Elinde koca bir buket plastik çiçek tutuyordu.

She held a large bouquet of artificial flowers in her hands.

Tom anneler gününde annesine bir buket çiçek gönderdi.

Tom sent a bouquet of flowers to his mother on Mother's Day.

"Ne tür bir buket istersiniz?" "Ben bir demet gül istiyorum!"

"What kind of bouquet would you like?" "I would like a bunch of roses!"

Bay Yamada sekreterine doğum gününde bir buket çiçek gönderdiği için çok düşünceliydi.

- It was very considerate of Mr Yamada to send his secretary a bouquet of flowers on her birthday.
- It was very considerate of Mr. Yamada to send his secretary a bouquet of flowers on her birthday.

Mary Tom'u akşam yemeğine davet etti ve Tom bir buket çiçek bir şişe kırmızı şarap getirdi.

Mary invited Tom over for dinner and Tom brought a bouquet of flowers and a bottle of red wine.

Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti.

The boy stated that he would give a bouquet of roses to the girl that he liked, talk with her, and invite her to have a coffee.