Translation of "Bebeğin" in English

0.019 sec.

Examples of using "Bebeğin" in a sentence and their english translations:

Bebeğin yürüyebilir.

Your baby can walk.

Bebeğin iyi.

Your baby is doing fine.

Bebeğin ismi Anshika.

The baby's name is Anshika.

Bebeğin adı Tom'du.

The baby's name was Tom.

Bebeğin bezini değiştirdim.

I changed the baby's nappy.

Bebeğin adı Tom.

The baby's name is Tom.

Bebeğin ağlamasından rahatsız oldum.

I was bothered by the baby's crying.

Ben senin bebeğin değilim.

I'm not your baby.

Bebeğin annesine çiçek gönderdim.

I sent flowers to the baby's mother.

Bebeğin bezini değiştirmek zorundayım.

- I have to change the baby's nappy.
- I need to change the baby's diaper.

Bebeğin bezini değiştirmem gerekiyor.

I need to change the baby's diaper.

Bebeğin neden ağladığını bilmiyorum.

I don't know why the baby is crying.

Hiç bebeğin oldu mu?

Have you ever had a baby?

Tom bebeğin alnını öptü.

Tom kissed the baby's forehead.

Bebeğin bakımı benim görevim.

Taking care of the baby is my job.

Bebeğin parmaklarına dikkat et.

Watch the baby's fingers.

Bebeğin bezini değiştirmek üzereyim.

I'm just about to change the baby's nappy.

Bebeğin benim içimde büyüyor.

Your baby is growing inside of me.

1958'de doğan binlerce bebeğin,

They recorded the births of thousands of babies born in 1958

Bebeğin güzel küçük parmakları var.

The baby has pretty little fingers.

Bir bebeğin hassas cildi vardır.

A baby has delicate skin.

Kaç tane oyuncak bebeğin var?

How many dolls do you have?

Bebeğin burnunu çimdikledim ama hafifçe.

I pinched the baby's nose, but gently.

Bebeğin bez değişimine ihtiyacı var.

The baby needs a diaper change.

Bebeğin kendi annesine ihtiyacı vardır.

The baby needs its mother.

Tom sessizce bebeğin odasına girdi.

Tom quietly entered the baby's room.

Sağlıklı bir erkek bebeğin var.

You have a healthy baby boy.

Bebeğin sevimli bir yüzü var.

The baby has a cute face.

Bu bebeğin büyük gözleri var.

This doll has big eyes.

Bebeğin ne zaman konuşmaya başladı?

When did your baby start talking?

Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.

That baby has charming eyes.

Bebeğin çirkin olduğunu gerçekten söyleyebilirim.

I can truly say that baby is ugly.

Bir bebeğin poposu kadar pürüzsüz.

It's as smooth as a baby's bottom.

Tom bana bebeğin adını söyledi.

Tom told me the baby's name.

- Bebeğin madeni paralarla oynamasına izin verme.
- Bebeğin madeni paralarla oynamasına izin vermeyin.

Don't let the baby play with coins.

Rüyamda bir bebeğin bıçakla oynadığını gördüm.

I had a dream where a baby was playing with a knife.

Ne zaman başka bir bebeğin olacak?

When are you going to have another baby?

Sami bir bebeğin mumyalaşmış kalıntılarını buldu.

Sami found the mummified remains of a baby.

Sanırım bebeğin aç olduğu için ağlıyor.

I think your baby is crying because he's hungry.

Bebeğin kalp atışı 143'tü, normal oran.

the baby's heart rate was 143, which is normal.

- Bebeğin adı Tom.
- Bebek Tom olarak çağrılıyor.

The baby is called Tom.

Bebeğin üşütmesini istemedim, bu yüzden pencereyi kapadım.

I didn't want the baby to catch a cold, so I closed the window.

Nihayet bebeğin bir kız olduğu ortaya çıktı.

The baby turned out to be a girl after all.

Pamuk eldivenler bebeğin kendi yüzünü tırmalamasını önleyecektir.

- Cotton mittens will prevent the baby from scratching his own face.
- Cotton mittens will prevent the baby from scratching her own face.

Biz bebeğin oyuncak ayısıyla sarılıp yattığını izledik.

We watched the baby snuggling with her teddy bear.

Küçük bir kızken kaç tane bebeğin vardı?

How many dolls did you have when you were a little girl?

Bebeğin bezini attıktan sonra, bebeğin altını bir mendille veya nemli bir bezle uygun şekilde temizlemen gerekecektir.

After you dispose of the diaper, you will need to properly wipe the baby's bottom with a wipe or damp cloth.

Yeni bebeğin için bir isme karar verdin mi?

Have you decided on a name for your new baby?

Bir çiçeğin kökü bir bebeğin parmağı kadar zayıftır.

The root of a flower is as weak as a baby's finger.

Bir bebeğin iyi ve kötü hakkında bilgisi yoktur.

A baby has no knowledge of good and evil.

Bunu senin yerine yapmamı bekleme. O senin bebeğin.

Don't expect me to do it for you. It's your baby.

İyi beslenme bir bebeğin büyümesi için hayati önem taşımaktadır.

Good nutrition is vital for an infant's growth.

Yeni doğmuş bir bebeğin vücudunu bir dondurucunun içinde buldular.

They found the body of a newborn baby in a freezer.

Bebeğin altını değiştirdikten sonra ellerinizi güzelce yıkamanız çok önemlidir.

It is very important that you wash your hands thoroughly after changing a baby's diaper.

Oldukça küçük bir bebeğin var. O tam sana benziyor.

You've got a pretty little baby. He looks just like you.

Mary az önce çok sağlıklı bir erkek bebeğin annesi oldu

Mary has just become the mother of a very healthy baby boy.

Sonra bebeğin gözleri iki yıldız gibi parlamaya başladı ve canlandı.

- Then the doll's eyes began to shine like two stars and it became alive.
- Then the doll's eyes began to shine like two stars and it came to life.

Sami küçük bir bebeğin cesedini terk edilmiş bir bavulda buldu.

Sami found the body of a little baby in an abandoned suitcase.

Bu dünyada bir bebeğin kahkahasından daha güzel çok az sayıda ses vardır.

There are few sounds in this world more beautiful than a baby's laugh.

Yeni doğmuş bir bebeğin yüzde 70'i sudur. Yetişkinlerin yüzde 55-60'ı sudur.

A newborn baby is 78 percent water. Adults are 55-60 percent water.