Translation of "Banyoya" in English

Banyoya gidiyorum.

I'm going to the bathroom.

Banyoya gitmem gerekiyor.

- I have to go to the toilet.
- I must go to the toilet.
- I have to go to the bathroom.
- I've got to go to the bathroom.
- I need to go to the toilet.

Kendini banyoya kilitledi.

She locked herself in the bathroom.

Banyoya gitmek istiyorum.

I want to go to the bathroom.

Tom banyoya koştu.

Tom ran to the bathroom.

O, banyoya gitti.

She went into the bathroom.

Lütfen banyoya gir.

Please get into the bath.

Tom banyoya yürüdü.

Tom walked into the bathroom.

Banyoya ihtiyacım vardı.

I needed a bath.

Kendimi banyoya kilitledim.

I locked myself in the bathroom.

Sami banyoya girdi.

Sami ran into the bathroom.

Sami banyoya gitti.

Sami went to the bathroom.

O kendini banyoya kilitledi.

He locked himself in the bathroom.

Tom'un banyoya ihtiyacı vardı.

Tom needed a bath.

Bir banyoya ihtiyacım var.

I need a bath.

Bir banyoya ihtiyacımız var.

We need a bath.

Bir banyoya ihtiyacın var.

You need a bath.

Annem banyoya girmek üzere.

Mom is about to enter the bath.

Tom kendini banyoya kilitledi.

Tom locked himself in the bathroom.

Banyoya gidebilir miyim lütfen?

- May I go to the bathroom, please?
- Can I go to the bathroom, please?

Sami kendini banyoya kilitlemişti.

Sami was locked himself in the bathroom.

Banyoya spot aydınlatma yaptırdık.

We had spotlights installed in the bathroom.

- Ben tuvalete gitmek zorundayım.
- Ben banyoya gitmek zorundayım.
- Banyoya gitmek zorundayım.

I've got to go to the bathroom.

Banyoya girmeden önce kapıyı çal.

Knock before entering the bathroom.

Tom'un bir banyoya ihtiyacı var.

Tom needs a bath.

Mary'nin bir banyoya ihtiyacı var.

Mary needs a bath.

Onların bir banyoya ihtiyaçları var

They need a bath.

Bu ev iki banyoya sahiptir.

This house has two bathrooms.

Sami, Leyla'nın banyoya girdiğini görmedi.

Sami didn't see Layla walk into the bathroom.

Kendini banyoya kilitleyip ağlamaya başladı.

He locked himself in the bathroom and started to cry.

Biri banyoya girdi mi, telefon çalar.

When one takes a bath, the telephone rings.

Tom'un banyoya gitmesi gerekiyor gibi görünüyor.

Tom seems to need to go to the bathroom.

Aynada kendime bakmak için banyoya koştum.

I ran to the bathroom to look at myself in the mirror.

Bir banyoya ihtiyacın var gibi görünüyor.

It looks like you need a bath.

Bir banyoya ihtiyacınız var, değil mi?

You need a bath, don't you?

Sami dişlerini fırçalamak için banyoya gitti.

Sami went to the bathroom to brush his teeth.

Sami, Leyla'yı banyoya kadar takip etti.

Sami followed Layla into the bathroom.

Birinin kapıyı çaldığını duyduğumda banyoya girmek üzereydim.

I was about to get in the bath when I heard someone knocking on the door.

O tuvalet fırçası banyoya ait, mutfağa değil.

That toilet brush belongs in the bathroom, not in the kitchen.

Mary makyajını yeniden uygulamak için banyoya gitti.

Mary went to the bathroom to reapply her makeup.

Tom kendini banyoya kilitledi ve ağlamaya başladı.

Tom locked himself in the bathroom and started to cry.

O, çocuğu soydu ve onu banyoya koydu.

She stripped the child and put him in the bath.

Senin için banyoya temiz bir havlu koydum.

I put a clean towel in the bathroom for you.

- İki günde bir banyoya girerim.
- Günaşırı banyo yaparım.

- I take a bath every other day.
- I have a bath every other day.

Küçük Tom kendini banyoya kilitledi ve kapıyı açamadı.

Little Tom locked himself in the bathroom and couldn't open the door.

Tom kendini banyoya kilitledi ve dışarı çıkmayı reddetti.

Tom locked himself in the bathroom and refused to come out.

O küçük bir korku çığlığı attı ve banyoya kaçtı.

She gave a small cry of alarm and fled to the bathroom.

- Tuvalete gitmek zorundayım.
- Banyoya gitmem gerekiyor.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

- I have to go to the bathroom.
- I need to go to the toilet.