Translation of "Başkası" in English

0.007 sec.

Examples of using "Başkası" in a sentence and their english translations:

Başkası vardı.

There was another one.

Başkası konuşuyorken sözünü kesme.

Do not interrupt when another is speaking.

O, Tom'dan başkası değil.

It's none other than Tom!

Bu ondan başkası değil.

- It's none other than him.
- It's none other than her.

Bunu Tom'dan başkası yapmaz.

- No one but Tom does that.
- Nobody but Tom does that.

Bir başarısızlığı bir başkası izledi.

One failure followed another.

Ölümlerden ve vergilerden başkası yalan.

Nothing is certain but death and taxes.

Ben onu bildirmezsem başkası yapacak.

If I don't report it, someone else will.

- Bir diğeri vardı.
- Başkası vardı.

There was another one.

Başkası için riske girmek istemiyorum.

I don't want to go out on a limb.

Benim başkası olduğumu düşündükleri açık.

It's clear they thought I was somebody else.

İşi o kabul etmezse, başkası eder.

If he doesn't accept the job, someone else will.

Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.

Tom didn't know Mary was seeing someone else.

Sen kendini sevemiyorsan, başkası da sevmez.

If you can't love yourself, no one else will.

Evet, baş vokalisti Bruce Dickinson'dan başkası değil.

Yes, nobody else but their lead singer, Bruce Dickinson.

Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir.

My native language is a foreign language for someone else.

Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.

If a tree dies, plant another in its place.

Bakın, bunu başkası da olsaydı başka türlü harcayacaktı.

Look, if there were someone else, they would spend for another thing too.

En kötü dost ve düşman, ölümden başkası değildir.

The worst friend and enemy is but Death.

Biri öğretmen, bir başkası doktor ve diğeri bir gazetecidir.

One is a teacher, another is a doctor, and the other is a journalist.

- Birinin kaybı bir başkasının kazancıdır.
- Sen kaybedersen başkası kazanır.

One man's loss is another man's gain.

Tom her zaman Mary'yi eleştiriyor ve onu başkası sanıyor.

Tom's always criticizing Mary and putting her down.

- Bunu Tom'dan başka becerebilecek yok.
- Bunu Tom'dan başkası beceremez.

- No one but Tom is capable of that.
- Nobody but Tom is capable of that.

Katiyetle politik bir anlamda söylemiyorum Başkası da olsaydı aynı olacaktı.

I don’t say it politically, it would be the same if there was somebody else.

- O, hayalet yazar olarak çalışıyor.
- O, başkası adına yazı yazıyor.

He works as a ghost writer.

Ben mantıklı bir kişi değilim ve başkası da öyle değil.

I'm not a rational person, and neither is anyone else.

Birçok çiçek var. Biri kırmızı, bir başkası beyaz ve kalanları sarı.

There are several flowers. One is red, another is white, and the others are yellow.

Sizin için imkansız olan şey başkası için çok iyi mümkün olabilir.

What is impossible for you could very well be possible for someone else.

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.