Translation of "Bağlar" in English

Başarısını çok çalışmaya bağlar.

He attributes his success to hard work.

Adım beni atalarımla bağlar.

My name links me with my ancestors.

Söyle, "manevi bağlar" nedir?

Tell us, what are "spiritual ties"?

Başarısını iyi şansa bağlar.

He attributes his success to good luck.

Panama Kanalı Atlantiği Pasifikle bağlar.

The Panama Canal connects the Atlantic with the Pacific.

Kanal, Pasifik ile Atlantik'i bağlar.

The canal connects the Atlantic with the Pacific.

M1 otoyolu Londra'yı Leeds'e bağlar.

The M1 motorway connects London to Leeds.

Bir ulusu birbirine ne bağlar?

What ties a people together?

Bu yol Tokyo'yu Osaka'yla bağlar.

This road connects Tokyo with Osaka.

Çünkü mizah insanları birbirine bağlar.

Because humor connects people.

45 numarayı bağlar mısınız, lütfen?

Extension 45, please.

Onu bir kurdele ile bağlar mısın?

Could you tie it with a ribbon?

Tomei Otoyolu, Nagoya ile Tokyo'yu bağlar.

The Tomei Expressway connects Tokyo with Nagoya.

Lütfen beni Bay Smith'e bağlar mısınız?

Will you please connect me with Mr. Smith?

Tendonlar ve bağlar düşündüğünüzden daha kırılgandır.

Tendons and ligaments are more fragile than you might think.

Bu otoban Tokyo'yu Nagoya ile bağlar.

This expressway connects Tokyo with Nagoya.

Bu otobüs iki büyük şehri bağlar.

This bus connects the two large cities.

Kanal, Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birbirine bağlar.

The canal connects the Atlantic and Pacific Oceans.

Bu tramvay, şehir merkezini tren istasyonuna bağlar.

This tramway connects the city centre with the railway station.

Süveyş Kanalı, Akdeniz ve Kızıldeniz'i birbirine bağlar.

The Suez canal connects the Mediterranean to the Red Sea.

Trans-Sibirya Demiryolları, Moskova ile Vladivostok'u birbirine bağlar.

The Trans-Siberian Railway connects Moscow and Vladivostok.

O kadar namusludur ki banyo yaparken kendi gözlerini bağlar.

She's so modest that she blindfolds herself when taking a bath.