Translation of "Birbirine" in Portuguese

0.016 sec.

Examples of using "Birbirine" in a sentence and their portuguese translations:

birbirine doğru yaklaştıralım

vamos nos aproximar um do outro

İki leydi birbirine gülümsedi.

As duas moças sorriram entre si.

Tüm paraboller birbirine benzer.

Todas as parábolas são semelhantes.

Fikirler birbirine yakın olduğu için

Devido à semelhança de ideias

İki cadde birbirine paralel çalışır.

As duas ruas são paralelas.

Editörler 2 çekimi birbirine bağlayabilirler.

… Os editores podem juntar dois takes.

Su ve yağ birbirine karışmaz.

O óleo e a água não se misturam.

Yerçekimi, nesnelerin birbirine çekildiği doğal güçtür.

A gravidade é a força natural pela qual objetos atraem uns aos outros.

Baba ve oğlu birbirine çok benziyordu.

Pai e filho eram muito parecidos.

İki erkek kardeş birbirine çok benzer.

Os dois irmãos são muito parecidos.

Kaliforniya ve Nevada birbirine sınır komşusudur.

Califórnia e Nevada fazem fronteira entre si.

Tom ve Mary birbirine tokat attı.

Tom e Maria deram um tapa um no outro.

Bilim ve sanat burada birbirine dokunuyor biraz

Ciência e arte se tocam aqui

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

É muito raro ver dois polvos juntos.

Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.

Estou apenas a entrelaçar estes ramos.

Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

- O Tatoeba é realmente multilíngue. Todas as línguas são interconectadas.
- Tatoeba é verdadeiramente multilingue. Todas as línguas estão interligadas.

Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.

Paul tem três filhos. Eles são muito parecidos.

- Köprü iki şehri birleştiriyor.
- Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.

A ponte une as duas cidades.

Süt ve çikolata tozunu birbirine karıştırdım ve daha sonra su ekledim.

Combinei o leite com o chocolate em pó e depois adicionei água.

Yalnızlık ile izole edilmeyi birbirine karıştırmamak gerek. Bunlar iki farklı şey.

Não se deve confundir solidão com isolamento. São duas coisas separadas.

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

Mas aqui, parentes afastados e estranhos bebem água e banham-se sob as estrelas.