Translation of "Bağlıydı" in English

0.011 sec.

Examples of using "Bağlıydı" in a sentence and their english translations:

Tutsak zincirle bağlıydı.

The prisoner is in chains.

Tom'un gözleri bağlıydı.

Tom was blindfolded.

Tom işine bağlıydı.

Tom was conscientious.

Koli ip ile bağlıydı.

The parcel was tied with string.

Bir iple ağaca bağlıydı.

He was tied to the tree with a rope.

Destek için amcasına bağlıydı.

He depended on his uncle for support.

Tom bir şeye bağlıydı.

Tom has been up to something.

Tom'un elleri arkasında bağlıydı.

Tom's hands were tied behind his back.

Sami çocuklarına çok bağlıydı.

Sami was very attached to his kids.

Bu sadece şansa bağlıydı.

That was just a fluke.

Tekne kısa bir halatla bağlıydı.

The boat was tied with a short line.

Sanırım Tom bir şeye bağlıydı.

- I think Tom has been up to something.
- I think that Tom has been up to something.

Tom'un elleri ve ayakları bağlıydı.

Tom's hands and feet were tied.

Paraların değeri kullanılan metalin ağırlığına bağlıydı.

The value of the coins depended on the weight of the metal used.

Sanık yargıç ile romantik olarak bağlıydı.

- The accused was romantically linked with the judge.
- The defendant was romantically linked with the judge.

Onun başarısı çoğunlukla iyi şansa bağlıydı.

His success was mostly due to good luck.

Sanık hakim ile romantik biçimde bağlıydı.

The accused was romantically linked with the judge.

Tom Mary'nin onun yardım etmesine bağlıydı.

Tom depended on Mary to help him.

Anlaşma, birliklerin geri çekilmesi şartına bağlıydı.

The agreement was conditioned on the withdrawal of troops.

Dick ebeveynlerine bağlıydı fakat o şimdi onlardan bağımsız.

Dick had been dependent on his parents, but now he's independent of them.

- Onun eli kolu bağlıydı.
- O hiçbir şey yapamaz durumdaydı.

He was bound hand and foot.

Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?

What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?

Polis onu bulduğunda ağzı tıkalıydı ve bir sandalyeye bağlıydı.

Tom was gagged and tied to a chair when the police found him.

- Babasının kendisine verdiği yüzüğe çok bağlıydı.
- Babasının kendisine verdiği yüzüğe çok düşkündü.

He was very attached to the ring that his father had given him.