Translation of "Işine" in English

0.017 sec.

Examples of using "Işine" in a sentence and their english translations:

- Tom işine bağlıdır.
- Tom işine düşkündür.

Tom is devoted to his work.

Tamamen işine dalmıştı.

He was completely absorbed in his work.

O, işine daldı.

She was engrossed in her work.

O işine sarıldı.

He stuck to his job.

Yeni işine odaklandı.

She applied her mind to her new job.

O, işine sarıldı.

He hung on to his job.

Kendi işine bak.

- Mind your own business!
- Mind your own business.

İşine karışmak istemedik.

We didn't want to get in your way.

İşine geri dön.

Go back to your work.

Tom işine odaklandı.

Tom focused on his work.

Tom işine bağlıydı.

Tom was conscientious.

İşine nasıl geliyorsun?

How are you coming in your work?

Kendi işine bakmalısın.

You should mind your own business.

İşine ilgi duyuyorum.

I'm interested in your work.

İşine yardım edeyim.

Let me help you with your work.

İşine devam et.

Carry on with your business.

İşine geri dön!

Return to your work.

Sadece işine odaklan.

Just keep your mind on your work.

O, işine odaklandı.

She focused on her work.

Tom işine yoğunlaştı.

Tom concentrated on his work.

Tom işine yoğunlaşamadı.

Tom couldn't concentrate on his work.

Film işine giriyorum!

I am going into the movie business!

İşine sevgi kat.

Give your work love.

- Tom kendini işine adamıştı.
- Tom kendini işine verdi.

Tom threw himself into his work.

- Tom kendi işine bakmalı.
- Tom kendi işine baksın.

Tom should mind his own business.

Yapılan analiz işine benzer.

in order to get to the construction.

Adamın ne işine yarayacaksa?

What will your man do?

Sen kendi işine bakmalısın.

You should attend to your own business.

O, kendini işine verdi.

He settled down to his work.

O, tamamen işine dalmış.

He is completely absorbed in his business.

O, işine ilgisini kaybetti.

She lost interest in her work.

Diğer insanların işine karışmayın.

Don't meddle in other people's affairs.

Neden kendi işine bakmıyorsun?

Why don't you mind your own business?

Burnumu başkalarının işine sokmam.

I don't poke my nose into other people's business.

Artık senin işine bakamam.

I can't cover for you anymore.

İşine engel olmak istemem.

I don't want to get in your way.

İşine saat yedide başlıyor.

She starts her job at seven o'clock.

Tom işine bağlı görünüyor.

Tom seems conscientious.

Şimdi, işine devam et.

- Now, get on with your work.
- Now get on with your work.

Kendi işine bakar mısın?

Would you mind your own business?

Tom kendini işine adamış.

Tom is very dedicated to his work.

Neden işine devam etmiyorsun?

Why don't you get on with your job?

Arkadaşının işine hayran kaldı.

He admired his friend's work.

Bu Tom'un işine yaradı.

It worked for Tom.

Senin işine ihtiyacım yok.

I don't need your job.

Şimdi işine devam et.

Now get on with your work.

İşine odaklanmaya devam et.

Keep focused on your work.

Lütfen kendi işine bak.

Kindly mind your own business.

O, işine devam etti.

He went on with his work.

Tom işine sadık kaldı.

Tom stuck to his job.

Sen kendi işine bak.

You mind your own business.

Tom kendini işine adamıştır.

Tom is dedicated to his job.

Tom yeni işine alışıyor.

Tom is getting used to his new job.

Sami, Leyla'nın işine geldi.

Sami came to Layla's work.

Ben buyum, işine gelirse.

This is who I am. Take me or leave me.

İşine olan ilgisini yitirdi.

He lost interest in his job.

Tom kendini işine verdi.

Tom threw himself into his work.

Başkasının işine burnunu soktu.

She stuck her nose where it didn't belong.

- Yuriko mobilya işine geçmeyi tasarlıyor.
- Yuriko mobilya işine geçmeyi planlıyor.

Yuriko is planning to move into the furniture business.

Işine devam ettiğinden emin olmaktır.

gets to maintain their job.

Hayatımızın ev işine adadığımız kısmı

the amount of our lives that we forfeit to housework

Gelecekte gazetecilik işine girmek istiyorum.

I'd like to get into journalism in the future.

Kırklı yaşlarının başlarında işine başladı.

He started his job in his early forties.

O, tüm dikkatini işine verdi.

She was absorbed in her work.

O, tüm dikkatini işine verir.

She is absorbed in her study.

O, onun işine mal oldu.

That cost him his job.

Fizyoterapistlerle birlikte işine geri döndü.

He went back to work with physiotherapists.

Ona kendi işine bakmasını söyle.

Tell him to mind his own business.

Kendi işine bakmayı öğrenmen gerekiyor.

You need to learn to mind your own business.

O, metropol alanında işine odaklandı.

He focused his business on the metropolitan area.

Keşke senin işine sahip olsam.

I wish I had your job.

Bu durum Tom'un işine gelir.

This situation would suit Tom.

Tom çok kendini işine adamış.

Tom is very dedicated.

Kendi işine bakmanı tavsiye ederim.

I'd advise you to mind your own business.

Bir daha senin işine karışmayacağım.

I won't interfere with your work again.

Senin işine sahip olmadığıma memnunum.

I'm glad I don't have your job.

Tom Mary'nin işine hayran kaldı.

Tom admired Mary's work.

Tom işine konsantre olmaya çalıştı.

Tom tried to concentrate on his work.

İşine başlamadan önce kafanı topla.

Collect your thoughts before you begin your work.

- Seni ilgilendirmez.
- Kendi işine bak!

- Mind your own business!
- Mind your own business.

Sen kendi işine bak lütfen.

Just mind your own business, please.

Tom yeni işine alışkın değil.

Tom isn't used to his new job.

Kendi işine bakman gerekmiyor mu?

Shouldn't you be minding your own business?

Tom yeni işine başlarken gergindi.

Tom was nervous starting his new job.

Neden kendi işine bakmayı denemiyorsun?

Why don't you try minding your own business?

Yeni işine ne zaman başlayacaksın?

When are you starting your new job?

Neden sadece işine konsantre olmuyorsun?

Why don't you just concentrate on your work?

Kendi işine başlamayı planlıyor musun?

Are you planning on starting your own business?

Amcamın Boston'daki işine ilgi duyuyorum.

I have an interest in my uncle's business in Boston.

Tom tüm dikkatini işine verir.

Tom is absorbed in his work.

Tom bana işine karışmamamı söyledi.

Tom told me to stay out of his way.

Ben senin işine devam etmeyeceğim.

I'm not going to continue your work.

Umarım bu veri işine yarar.

I hope this data will be useful to you.

Başka insanların işine burnunu sokma!

Don't stick your nose into other people's business.

Yuriko mobilya işine geçmeyi tasarlıyor.

Yuriko is planning to move into the furniture business.

Tom başkalarının işine burnunu soktu.

Tom stuck his nose where it didn't belong.

Tom işine karşı ilgisini kaybetti.

Tom lost interest in his job.

Tom kendini işine çok adamış.

Tom is very dedicated to his job.

Eşyaların işine yaradığına memnun oldum.

I'm glad things worked out for you.