Translation of "Bıçakla" in English

0.007 sec.

Examples of using "Bıçakla" in a sentence and their english translations:

Herkesi bıçakla.

Stab everyone.

Bıçakla kes.

Cut it with the knife.

Bıçakla yemek kabalıktır.

It is bad manners to eat with a knife.

Pastayı bıçakla kesmeyin.

Don't cut the cake with a knife.

Eti bıçakla kes.

Cut the meat with a knife.

Bir bıçakla yaralandım.

I've been wounded with a knife.

Onu bıçakla kes.

Cut it with a knife.

Ekmeği bıçakla kesiyorum.

I cut the bread with a knife.

Muzu bıçakla dilimledi.

He sliced the banana with a knife.

Tom bir bıçakla bıçaklandı.

Tom was stabbed with a knife.

Bir bıçakla dikkatli olmalısın.

You should be careful with a knife.

Onları bir bıçakla kesin.

Cut them with a knife.

Onu bir bıçakla kes.

- Cut it with a knife.
- Cut it with a knife!

Lütfen bıçakla keki kes.

Please cut the cake with a knife.

Bir bıçakla kendimi kestim.

I cut myself with a knife.

O bıçakla dikkatli olun.

Be careful with that knife.

Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

It's easy to cut cheese with a knife.

Pastayı bir bıçakla kes.

Cut the cake with a knife.

O, bıçakla parmağını kesti.

He cut his finger with the knife.

O bıçakla ne yapacaksın?

What are you going to do with that knife?

Bir bıçakla kalemi yonttum.

I sharpened a pencil with a knife.

Tom bıçakla ipi kesti.

Tom cut the rope with his knife.

Cinsel organlarını bıçakla parçaladı.

He mutilated his genitals with a knife.

Tom bu bıçakla öldürüldü.

Tom was killed with this knife.

Mary bu bıçakla öldürüldü.

Mary was killed with this knife.

O onu bıçakla kesti.

He cut it with the knife.

Elinde bir bıçakla bana saldırdı.

He came at me with a knife in his hand.

Dün bir bıçakla kendini yaraladı.

- He cut himself with a knife yesterday.
- He injured himself with a knife yesterday.

O, elini bir bıçakla kesti.

She cut her hand with a knife.

Bir bıçakla sol elini yaraladı.

He hurt his left hand with a knife.

Tom bir bıçakla bana geldi.

Tom came at me with a knife.

Peynir bir bıçakla kolayca kesilebilir.

Cheese can easily be cut with a knife.

O, bir bıçakla elmayı kesti.

She cut the apple with a knife.

O, eti bir bıçakla kesti.

He cut the meat with a knife.

Tom çantayı bir bıçakla açtı.

Tom opened up the bag with a knife.

Keskin bir bıçakla kendimi yaraladım.

I injured myself with a sharp knife.

Tom elektrikli bıçakla hindiyi kesti.

Tom cut the turkey with an electric knife.

O, midyeleri bir bıçakla açtı.

He opened the mussels with a knife.

Tom kendini bir bıçakla kesti.

Tom cut himself with a knife.

Tom kendini bir bıçakla silahlandırdı.

Tom armed himself with a knife.

Tom bir bıçakla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a knife.

O bir bıçakla karısını yaraladı.

He wounded his wife with a knife.

Delikanlı bir bıçakla kendini yaraladı.

The boy hurt himself with a knife.

Tom bıçakla elmayı ikiye kesti.

Tom cut the apple in half with his knife.

O, onu bir bıçakla öldürdü.

She killed him with a knife.

O, onu bir bıçakla bıçakladı.

She stabbed him with a knife.

Tom bir bıçakla muzu dilimledi.

Tom sliced the banana with a knife.

Tom, sırtında bir bıçakla öldü.

Tom died with a knife in his back.

Anne bir bıçakla peyniri kesti.

Mother cut the cheese with a knife.

Tom bir bıçakla parmağını kesti.

Tom cut his finger with a knife.

Tom bir bıçakla Mary'ye saldırdı.

Tom attacked Mary with a knife.

Yemek hazırlarken kendimi bıçakla kestim.

I cut myself with a knife while I was making dinner.

Tom yastığının altında bıçakla yatıyor.

Tom sleeps with a knife under his pillow.

Leyla bir bıçakla Sami'ye saldırdı.

Layla attacked Sami with a knife.

Rüyamda bir bebeğin bıçakla oynadığını gördüm.

I had a dream where a baby was playing with a knife.

Sen hiç bıçakla parmağını kestin mi?

Have you ever cut your finger with a knife?

Tom bana elindeki bir bıçakla saldırdı.

Tom came at me with a knife in his hand.

Eti başka bir bıçakla dilimlemeye çalış.

Try to slice the meat with a different knife.

Tom bir bıçakla Mary'yi tehdit etti.

Tom threatened Mary with a knife.

Tom büyük bir bıçakla parmaklarını kesti.

Tom cut his fingers off with a big knife.

Bu bir bıçakla kesebileceğin bir sis.

It's a fog that you can cut with a knife.

Tom paslı bir bıçakla elini kesti.

Tom cut his hand with a rusty knife.

Tom keskin bir bıçakla kendini kesti.

Tom cut himself with a sharp knife.

Eti kör bir bıçakla kesmeye çalıştı.

She tried to cut the meat with a dull knife.

Eti körelmiş bir bıçakla kesmeyi denedi.

He tried to cut the meat with a dull knife.

Tony adını bir ağacın üstüne bıçakla kazıdı.

Tony carved his name on a tree with a knife.

Tony bir bıçakla adını bir ağaca kazıdı.

Tony carved his name in a tree with a knife.

Ben tavuk yolamam. Bir bıçakla parmaklarımı kestim.

I cannot pluck the chicken. I cut my fingers with a knife.

Tom bu sabah bir bıçakla kendini kesti.

Tom cut himself with a knife this morning.

Elma bir bıçakla onun tarafından ikiye kesildi.

The apple was cut in two by her with a knife.

Tom havuç doğrarken yanlışlıkla bıçakla parmağını kesti.

Tom accidentally cut his finger with a knife while chopping carrots.

Tom gümüş bir bıçakla vampire karşı koydu.

Tom confronted the vampire with a silver knife.

Onu, kardeşinden hediye olarak aldığı bıçakla kesti.

He cut it with the knife that he received as a present from his brother.

Tom sebzeleri keserken parmağını bir bıçakla kesti.

Tom cut his finger with a knife while he cut vegetables.

Onu biledikten hemen sonra kendimi bıçakla kestim.

I cut myself with the knife right after I sharpened it.

İç çamaşırını güvenilir bir bıçakla kesip çıkarma zamanı.

Time to remove the underpants, with a trusted blade. -[slicing] -[grunts]

Tom Mary'nin kendisini bir bıçakla tehdit ettiğini söyledi.

- Tom said Mary threatened him with a knife.
- Tom said that Mary threatened him with a knife.

Garipı bir adam onu bir bıçakla tehdit etti.

- A strange man menaced her with a knife.
- A strange man threatened her with a knife.

Tom bir tabanca ve bir bıçakla kendini silahlandırdı.

Tom armed himself with a gun and a knife.

Tom pastayı Mary'nin ona verdiği yeni bıçakla kesti.

Tom cut the cake with the new knife Mary had given him.

Bir çatal ve bıçakla genellikle yediğin bazı yiyecekler nedir?

What are some foods you usually eat with a knife and fork?

Tom lezzetli görünümlü eti kör bir bıçakla kesmeye çalıştı.

Tom tried to cut the delicious-looking meat with a dull knife.

O bunu erkek kardeşinden bir hediye olarak aldığı bıçakla kesti.

He cut it with the knife that he got as a gift from his brother.

Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.

Tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful.

Tom bir yabancı adam tarafından sokakta gece bıçakla tehdit edildi ve parası soyuldu.

Tom was threatened with a knife on the street at night by an unfamiliar man and robbed of his money.

Tom gece caddeden aşağıya doğru yürüyorken onun tanımadığı bir adam onu bir bıçakla tehdit etti ve onun parasını gasbetti.

When Tom was walking down the street at night, a man he didn't know threatened him with a knife and robbed him of his cash.