Translation of "Bıçağın" in English

Bıçağın ucu keskindir.

The tip of the knife is sharp.

Bıçağın masamın üzerinde.

Your knife is on my desk.

Bıçağın üzerinde kan vardı.

There was blood on the knife.

Bu senin bıçağın değil.

This is not your knife.

Bir bıçağın var mı?

Do you have a knife?

Kaşığı bıçağın sağına yerleştirin.

Place the spoon to the right of the knife.

Bıçağın var mı lütfen?

Do you have a knife please?

O senin bıçağın değil.

- That is not your knife.
- That's not your knife.
- That isn't your knife.

Benim bıçağın ağzı çok keskin.

- The blade of my knife is very sharp.
- The blade of my knife is very keen.

Bu bıçağın üzerinde kan var.

There's blood on this knife.

Çoğunluk bıçağın nasıl kullanılacağını bilir.

The majority know how to use a knife.

Bıçağın çok keskin bir kenarı var.

The knife has a very sharp edge.

Ödünç alabileceğim bir bıçağın var mı?

- Do you have a knife I could borrow?
- Do you have a knife that I could borrow?

Bu bıçağın ağzı keskindir ve iyi keser.

The edge of this knife is sharp and cuts well.

Bir bıçağın yararlı olabileceği bazı durumları düşünebiliyorum.

I can think of some situations in which a knife would come in handy.

Senin ödünç alabileceğim bir bıçağın var mı?

- Do you have a knife I could borrow?
- Do you have a knife that I could borrow?

Bu sicimi kesmek için kullanabileceğim bir bıçağın var mı?

Do you have a knife I can use to cut this string with?