Translation of "Keskin" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Keskin" in a sentence and their japanese translations:

- Keskin yokuşu tırmandık.
- Keskin bir yamaca tırmandık.

私たちは急斜面を上がった。

Makas keskin değil.

そのはさみは切れない。

O, keskin zekalıdır.

彼は頭が切れる。

Bıçak keskin değil.

このナイフは良く切れない。

O bir keskin nişancıdır.

彼は生き馬の目を抜くようなやつだ。

Kuşlar keskin gözlere sahiptirler.

鳥は鋭い目をもっている。

Mayuko'nun keskin gözleri var.

マユコは視力が良い。

Bu bıçak çok keskin.

- このナイフはとてもよく切れる。
- このナイフ、すごく切れ味がいいんだ。

- Benim burada keskin bir ağrım var.
- Burada keskin bir ağrım var.

ここに急性の痛みがあります。

Çocuk kalemlerini keskin tutmayı severdi.

少年はエンピツをとがらせておくのが好きだった。

Çatı keskin bir açıyla eğimlidir.

屋根は鋭い角度で傾斜している。

Onun keskin bir dili var.

あいつは口の悪いやつだ。

Onun keskin bir zihni var.

彼は頭が切れる。

O, keskin bir acı hissetti.

彼は鋭い痛みを意識していた。

Onun keskin bir işitmesi var.

彼は耳が鋭い。

Tom uzman bir keskin nişancıdır.

トムは射撃の名手だ。

Midemde keskin bir ağrı hissettim.

私は胃に激しい痛みを覚えた。

Sirkenin keskin bir tadı vardır.

酢はすっぱい味がする。

O keskin bir ağrının farkındaydı.

彼は鋭い痛みを意識していた。

Bu yol keskin virajlarla doludur.

この道路は急な曲がり角が多い。

Keskin bir yön duyun var.

あなたは方向感覚が鋭い。

Keskin bir yön duygusuna sahipsin.

あなたは方向感覚が鋭い。

Keskin kayayı seçmek aslında bir hataydı

岩を選んだのは間違いだ

Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.

問題は角が多くて とがってること

Kamyon sağa keskin bir dönüş yaptı.

トラックは急に右に曲がった。

Çocukların keskin bir işitme duyusu var.

その子の聴覚は鋭い。

Bıçağın çok keskin bir kenarı var.

そのナイフは刃が鋭い。

Onun kalemi keskin bir uca sahiptir.

彼の鉛筆は先がとがっている。

Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.

私は突然胃に鋭い痛みを感じた。

O, sola keskin bir dönüş yaptı.

- 彼は急に左へ曲がった。
- 彼は左に急ハンドルを切った。

Dün göğsümde keskin bir ağrı vardı.

昨日、胸にするどい痛みをおぼえた。

Onun keskin gözleri hiç hata kaçırmadı.

彼の鋭い目は一つとして誤りを見逃さなかった。

Dikkatli ol, bu bıçak çok keskin.

気をつけてね、このナイフよく切れるから。

Bu peynirin keskin bir tadı var.

このチーズはピリッとした味がする。

O çiçeğin keskin bir kokusu var.

あの花はにおいが強い。

Keskin nişancı beyaz bir minibüsü kullanıyor.

狙撃兵は白いヴァンを運転している。

Koklama duyusu, tazınınkinden dört kat daha keskin.

‎ゾウの嗅覚は ‎猟犬の4倍も鋭い

Bir köpek keskin bir koku duyusuna sahiptir

犬はにおいの感覚が鋭い。

Geçen yıl fiyatlarda keskin bir artış vardı.

去年は物価が急騰した。

Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.

企業収益は第1四半期に大きく改善した。

Kamyon sola doğru keskin bir dönüş yaptı.

トラックは急に左へ曲がった。

Onun boyama için keskin bir gözü vardır.

彼は絵には目が利く。

O, sağa doğru keskin bir dönüş yaptı.

彼は右に急カーブした。

Hisse senedi fiyatları keskin bir şekilde düştü.

株価が急落した。

Bu köpeğin keskin bir koku duyusu var.

この犬は鋭い臭覚をもっている。

Yol bu noktada sağa doğru keskin virajlı.

道路はこの地点で右にカーブしている。

Jilet gibi keskin kenarları sizi testere gibi keser.

ギザギザの鋭(する)い端(はし)は まるでノコギリだ

Doğum oranı neden bu kadar keskin şekilde düştü?

どうして出生率がそんなに急激に減ったのだろうか。

Onun keskin pençeleri açılıp kapanmaya, açılıp kapanmaya başladı.

その鋭いかぎ爪を開いては閉じ、開いては閉じ始めた。

Adam keskin bir sesle bir şeyi şikâyet ediyordu.

ある男が甲高い声で何か不平を言っていた。

Bir köpeğin keskin bir koku alma duyusu vardır.

イヌは鋭い嗅覚を持っている。

Bir köpek keskin bir koku alma duyusuna sahiptir.

- 犬はにおいの感覚が鋭い。
- 犬は鋭い嗅覚を持っている。

Hiç kimse faiz oranlarında böylesine keskin bir düşüş beklemiyordu.

そんなに急激に利率が下がるとは誰も予想しなかった。

- Uçak parçalanmadan az önce, keskin bir şekilde sağa döndü.
- Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.

飛行機は墜落寸前に右に旋回した。

- Göğsümde keskin bir ağrı var.
- Göğsümde şiddetli bir ağrı var.

- 胸がひどく痛みます。
- 胸がズキズキします。

Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.

鋭い舌は絶えず用いることによって、ますます鋭利になる片刃の道具である。

Duyarken, birkaç Mareşal onun üstünlük havası ve keskin tavırlarından rahatsız oldu.

いくつかの元帥は彼の優越性と鈍い態度に苛立ちました。

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

でも とがった岩で ロープが切れるかも

Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.

もしくは葉や 枝(えだ)をリュックに付ける 人間の形を紛(まぎ)らわす

Bıçak keskin değildi ve eti onunla kesemedim, bu yüzden son çare olarak çakımı kullandım.

そのナイフは切れ味が悪く、それを使って肉を切ることができなかったので、私は自分のポケットナイフに頼った。

- Alıştırma mükemmel yapar.
- Uygulama usta yapar.
- Bıçak ne kadar çok dövülürse o kadar keskin olur.

- 練習が完成を生む。
- 練習が完ぺきにする。
- 習うより慣れろ。
- 継続は力なり。