Translation of "Ağzı" in English

0.030 sec.

Examples of using "Ağzı" in a sentence and their english translations:

Tom ağzı sıkıydı.

Tom used to be secretive.

Onun ağzı kurudu.

His mouth went dry.

Tom'un ağzı kurudu.

Tom's mouth went dry.

Sen ağzı sıkısın.

You're discreet.

Biz ağzı sıkıyız.

We're discreet.

Tom ağzı sıkıdır.

Tom is discreet.

Tom ağzı sıkı.

Tom is reserved.

Ben ağzı sıkıyım.

I'm reserved.

Tom'un ağzı sıkı.

Tom is secretive.

Tom'un ağzı doluydu.

Tom's mouth was full.

Sami'nin ağzı açıktı.

Sami's mouth was open.

İşte, ağzı biraz açılıyor.

There you go, his mouth's opening a bit.

Çok ağzı sıkı olacağım.

I'll be very discreet.

Tom ağzı sıkı görünüyor.

Tom seems secretive.

Tom'un ağzı kulaklarına varıyor.

Tom is grinning from ear to ear.

O çok ağzı sıkı.

He's very secretive.

Tom çok ağzı sıkı.

Tom is very secretive.

Tom'un ağzı açık kaldı.

Tom's mouth dropped open.

Onun ağzı kulaklarına varmış.

He grinned from ear to ear.

Herkesin ağzı açık kalmıştı.

- Everybody was stunned.
- Everyone was shocked.

Tom ağzı açık uyur.

Tom sleeps with his mouth open.

Bıçağımın ağzı çok keskin.

The blade of my knife is very sharp.

Hepimizin ağzı açık kaldı.

We're all stunned.

- Onun duygusal bir ağzı vardır.
- Onun şehvetli bir ağzı var.

She has a sensual mouth.

- Tom'un çok küfürlü bir ağzı vardı.
- Tom'un ağzı çok bozuktu.

Tom had a very foul mouth.

İşte böyle, ağzı biraz açılıyor.

There you go, his mouth's opening a bit.

Tom'un ağzı iyi laf yapar.

Tom has the gift of gab.

Onun büyük bir ağzı var.

He has a big mouth.

Tom'un büyük bir ağzı var.

Tom's got a big mouth.

Ağzı koktuğu için atı vurdum.

I shot the horse because it had bad breath.

Tom ağzı sıkı, değil mi?

- Tom is secretive, isn't he?
- Tom is reserved, isn't he?

Benim bıçağın ağzı çok keskin.

- The blade of my knife is very sharp.
- The blade of my knife is very keen.

Tom çok ağzı sıkı değil.

Tom isn't very secretive.

Tom son derece ağzı sıkıdır.

Tom is extremely secretive.

Tom ağzı açık kalmış görünüyordu.

Tom seemed stunned.

Mary'nin ağzı var dili yok.

Mary has a mouth, but not a tongue.

O kadının bir ağzı var.

That woman has a mouth.

Tom son derece ağzı sıkı.

Tom is extremely discreet.

Tom çok ağzı sıkı oluyor.

Tom is being very secretive.

Tom ağzı kulaklarına vararak gülüyordu.

Tom grinned from ear to ear.

Tom bazen ağzı açık çiğner.

Tom sometimes chews with his mouth open.

Tom'un ağzı iyi laf yaptı.

Tom had the gift of the gab.

Rahim ağzı kanserinin servikal vertebrayla bir ilgisi yoktur o bir rahim ağzı kanseridir.

Cervical cancer has nothing to do with cervical vertebrae. It's a cancer of the cervix.

O, aile hayatı hakkında ağzı sıkıdır.

He is very secretive in regard to his family life.

Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.

Tom told his son not to speak with his mouth full.

Tom kesinlikle ağzı açık kaldığını söylüyor.

Tom says he was absolutely stunned.

Tom'un gerçekten büyük bir ağzı var.

Tom's got a really big mouth.

Tom'un avuçları terli ve ağzı kuruydu.

Tom's palms were sweaty and his mouth was dry.

Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi?

Tom is quite reserved, isn't he?

Tom'un oldukça büyük bir ağzı var.

Tom has a pretty big mouth.

Tom ağzı açık yüksek sesle horluyordu.

Tom snored loudly with his mouth open.

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.

A burnt child dreads the fire.

Tom çocuklarına karşı çok ağzı bozuktu.

Tom was very abusive towards his children.

O adamın büyük bir ağzı var.

That guy's got a big mouth.

Tom çok ağzı sıkı bir kişidir.

Tom is a very secretive person.

Tom'un komik görünüşlü bir ağzı var.

Tom has a funny-looking mouth.

Tom bundan ağzı açık kalmış olmalı.

- Tom must've been fascinated by that.
- Tom must have been fascinated by that.

- Tom hayretler içinde kalmıştı.
- Tom'un ağzı açık kalmıştı.
- Tom'un ağzı bir karış açık kaldı.

- Tom was thunderstruck.
- Tom's jaw dropped.

Şu çocuk, ağzı açık olarak, bana baktı.

That child stared at me, his mouth agape.

Tom oğluna ağzı açıkken yemek yememesini söyledi.

Tom told his son not to eat with his mouth open.

O, sos bulaşmış ağzı ile pizzacıdan ayrıldı.

He left the pizzeria with his mouth smeared with sauce.

Tom'un ağzı bir koli bandıyla bantlanarak kapatılmıştı.

Tom's mouth was taped shut with duct tape.

Tom son zamanlarda çok ağzı sıkı oldu.

Tom has been very secretive recently.

Bu bıçağın ağzı keskindir ve iyi keser.

The edge of this knife is sharp and cuts well.

Merak etme Mary, ben ağzı sıkı olacağım.

Don't worry, Mary, I'll be discreet.

- Tom'un ağzının suyu aktı.
- Tom'un ağzı sulandı.

Tom salivated.

HPV aşısı rahim ağzı kanserini önlemeye yardımcı olabilir.

The HPV vaccine can help prevent cervical cancer.

- Tom çok mutlu görünüyordu.
- Tom'un ağzı kulaklarına varıyordu.

Tom was grinning from ear to ear.

Çocukluğu hakkında konuşmaya gelince Tom çok ağzı sıkıdır.

Tom is very secretive when it comes to talking about his childhood.

- Tom hep konuşuyor.
- Tom'un ağzı hiç boş durmuyor.

Tom is always talking.

- Tom oldukça ağzı sıkıdır.
- Tom oldukça içine kapalıdır.

Tom is pretty reserved.

Kardeşim Tom'un kusuruna bakmayın, biraz ağzı bozuktur da.

Excuse my brother Tom, he's a bit of a potty-mouth.

- Tom her zaman yiyor.
- Tom'un ağzı hiç boş durmuyor.

Tom is always eating.

Polis onu bulduğunda ağzı tıkalıydı ve bir sandalyeye bağlıydı.

Tom was gagged and tied to a chair when the police found him.

- O adam çok küfürbazdır.
- O adamın bozuk bir ağzı var.

That man has a foul mouth.

- Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
- Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

A burnt child dreads fire.

- Genellikle kuduz köpeklerin ağzında köpük olur.
- Kuduz köpeklerin genellikle ağzı köpürür.

Rabid dogs usually foam at the mouth.

Bir polarize fişin biri diğerinden daha geniş olan iki ağzı vardır.

A polarized plug has two blades with one wider than the other.

- Tom sık sık sokak ağzı kullanır.
- Tom çoğu zaman küfürlü konuşur.

Tom often uses vulgar language.

- Tom hâlâ çaylak.
- Tom hâlâ deneyimsiz.
- Tom'un ağzı hâlâ süt kokuyor.

Tom is still wet behind the ears.

Teksas'ta, Sami'nin ağzı da dahil olmak üzere her şey daha büyüktür.

Everything is bigger in Texas, including Sami's mouth.

Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı

The leopard’s mouth was right next to-- perhaps less than an inch, right next to my right ear

Rahim kanseri teşhis testi rahim ağzı kanserini erken tespit etmeye yardımcı olabilir.

A Pap test can help detect cervical cancer early on.

- Sen her zaman çok ağzı sıkısın.
- Sen her zaman çok sıkı ağızlısın.
- Sen her zaman çok gizemlisin.

You're always very secretive.