Translation of "Azabı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Azabı" in a sentence and their english translations:

O, vicdan azabı hissetti.

He felt the pangs of conscience.

Vicdan azabı çekiyorsun, değil mi?

You have a guilty conscience, don't you?

- Vicdan azabı ve pişmanlık eş anlamlı değildir.
- Her pişmanlık vicdan azabı demek değildir.

Remorse is not synonymous with regret.

Tom vicdan azabı çekiyor gibi görünüyor.

Tom seems to be suffering from a guilty conscience.

- Vicdan azabı çekiyorum.
- Vicdanım rahat etmiyor.

I have a guilty conscience.

O, öyle yaparken hiç vicdan azabı çekmedi.

He had no qualms in doing so.

Tom yalan söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.

Tom had no qualms about lying.

Tom'un düşündüğünü herkese söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.

Tom had no qualms about telling everybody what he thought.

Tom sınavda kopye çekmekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.

Tom had no qualms about cheating on the test.

Tom'un diğer insanların yiyeceğini çalmakla ilgili vicdan azabı yok.

Tom has no qualms about stealing other people's food.