Translation of "Arkadaşlarım" in English

0.012 sec.

Examples of using "Arkadaşlarım" in a sentence and their english translations:

Arkadaşlarım şaşırtıcı.

My friends are amazing.

Gitmeyin, arkadaşlarım.

Don't go, my friends.

Merhaba arkadaşlarım.

Hey, guys.

Arkadaşlarım tehlikede.

My friends are in danger.

Aferin arkadaşlarım.

Well done, my friends.

Arkadaşlarım aptal.

My friends are stupid.

Arkadaşlarım var.

I have friends.

Hâlâ arkadaşlarım var,

It turns out I still have friends,

Onlar benim arkadaşlarım.

- They are my friends.
- They're my friends.

Bunlar benim arkadaşlarım.

These are my friends.

Arkadaşlarım benim ailemdir.

My friends are my family.

Orada arkadaşlarım var.

I have friends there.

Arkadaşlarım Amerika'ya gitti.

My friends set off to America.

Tüm arkadaşlarım evleniyor.

All my friends are getting married.

Boston'da arkadaşlarım var.

I have friends in Boston.

Harika arkadaşlarım var.

I have great friends.

Arkadaşlarım genç değildir.

My friends aren't young.

Arkadaşlarım tenis oynamazlar.

My friends don't play tennis.

İyi geceler, arkadaşlarım.

Good night, my friends.

Peynirleri arkadaşlarım yedi.

The cheeses have eaten my friends.

Rus arkadaşlarım var.

I have Russian friends.

Arkadaşlarım onu yapmadı.

My friends didn't do that.

Arkadaşlarım çok sadık.

My friends are very loyal.

Arkadaşlarım ayrıntıları istedi.

My friends wanted details.

Takım arkadaşlarım harikaydılar.

My teammates have been great.

Yeterli arkadaşlarım var.

I have enough friends.

Avustralya'da arkadaşlarım var.

I have friends in Australia.

Burada arkadaşlarım var.

I have friends here.

Arkadaşlarım bana güldü.

My friends laughed at me.

Bütün arkadaşlarım nerede?

Where are all my friends?

- Arkadaşlarım bana Beth diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Beth derler.

My friends call me Beth.

- Gerçekten espritüel arkadaşlarım var.
- Gerçekten komik arkadaşlarım var.

I have really funny friends.

Öncelikle ailem ve arkadaşlarım.

First, my family and friends.

İşte bu arkadaşlarım için.

It's for these guys that I do it.

Onlardan bazıları benim arkadaşlarım.

Some of them are my friends.

Ben arkadaşlarım için minnettarım.

- I am thankful for my friends.
- I'm thankful for my friends.

Onlar benim sınıf arkadaşlarım.

- They are my classmates.
- They're my classmates.

Bazı Amerikalı arkadaşlarım var.

I have some American friends.

Arkadaşlarım genellikle aynı fikirdeler.

My friends usually agree.

Arkadaşlarım nerede olduğumu bilmiyor.

My friends don't know where I am.

Arkadaşlarım neredeyse burada olacak.

My friends will be here at any moment.

Onları arkadaşlarım olmalarını istiyorum.

I want them to be my friends.

Arkadaşlarım artık benimle ilgilenmiyor.

My friends don't pay attention to me anymore.

Arkadaşlarım bensiz sinemaya gitti.

My friends went to the cinema without me.

Ama arkadaşlarım bana gülecek!

But my friends will laugh at me!

Arkadaşlarım beni teşvik etti.

My friends encouraged me.

Hâlâ Çin'de arkadaşlarım var.

I still have friends in China.

Boston'da bazı arkadaşlarım var.

I have some friends in Boston.

Boston'da hâlâ arkadaşlarım var.

I still have friends in Boston.

Bütün arkadaşlarım Fransızca konuşabilir.

- All of my friends can speak French.
- All my friends can speak French.

Arkadaşlarım bana Tom derler.

My friends call me Tom.

Arkadaşlarım bana Mary derler.

My friends call me Mary.

Bütün arkadaşlarım Fransızca konuşurlar.

All my friends speak French.

Arkadaşlarım bana ihanet etti.

My friends betrayed me.

Arkadaşlarım benim başarımı kutladılar.

My friends congratulated me on my success.

Bütün arkadaşlarım onları seviyor.

All my friends like them.

Bütün arkadaşlarım onu seviyor.

- All my friends like him.
- All my friends like her.

Tüm arkadaşlarım şehir dışındalar.

All of my friends are out of town.

Onlar benim iyi arkadaşlarım.

They are good friends of mine.

Tüm arkadaşlarım Fransızca konuşabilir.

- All of my friends can speak French.
- All my friends can speak French.

Bütün arkadaşlarım onu söylüyor.

All my friends say that.

Tüm arkadaşlarım seni seviyor.

All of my friends like you.

Tüm arkadaşlarım onları seviyor.

- All of my friends like them.
- All my friends like them.

Tüm arkadaşlarım onu seviyor.

All of my friends like him.

Bütün arkadaşlarım Tom'u sever.

- All my friends like Tom.
- All of my friends like Tom.

Bu vatan hainliği, arkadaşlarım!

This is treason, my friends!

Benim de arkadaşlarım var.

I have friends, too.

Benim arkadaşlarım olacağınızı umuyorum.

- I hope that you will be my friends.
- I hope that you'll be my friends.
- I hope you'll be my friends.

Birlikte oynayacak arkadaşlarım yok.

I don't have friends to play with.

Bunlar, arkadaşlarım için hediyeler.

These are gifts for my friends.

Bütün arkadaşlarım buraya davetli.

All my friends are invited here.

Onlar benim eski arkadaşlarım.

They are my old friends.

Onlar benim arkadaşlarım değiller.

- They're not my friends.
- They are not my friends.

Bütün arkadaşlarım orada olacak.

All my friends will be there.

Bütün dünyadan arkadaşlarım var.

I have friends all over the world.

Benim arkadaşlarım tenis oynamıyor.

My friends don't play tennis.

Asla arkadaşlarım kadar güçlü olamayacağımı

that I wouldn't be as strong as my friends,

çünkü babası olmayan arkadaşlarım vardı.

because I had friends that didn't have fathers.

Her durumda, arkadaşlarım, açık olalım.

In any case, my friends, let's be clear.

Arkadaşlarım bana bir yemek ısmarladılar.

My friends treated me to a meal.

Arkadaşlarım benim doğum günümü kutladılar.

My friends celebrated my birthday.

Böyle şeylerden konuşabileceğim arkadaşlarım yok.

I have no friends to whom I could speak about such matters.