Translation of "Alay" in English

Aklımızla alay etme

Don't make fun of our minds

Benimle alay edebilirsin.

You may laugh at me.

Yabancılarla alay etme.

Don't make fun of foreigners.

Başkalarıyla alay etmemeliyiz.

- We should not make fun of others.
- We shouldn't make fun of others.

Diğerleriyle alay etmeyin.

Don't make fun of others.

Onunla alay etmemelisin.

- You should not make fun of him.
- You shouldn't make fun of him.
- You shouldn't make fun of her.

Onunla alay ettim.

I made fun of him.

Benimle alay edildi.

I was laughed out of court.

Çocuklarla alay etme.

Don't make fun of children.

Çabalarımızla alay ettiler.

They scoffed at our efforts.

Çabalarımla alay etti.

He mocked my efforts.

Bizimle alay etmeyin.

Don't tease us.

Tom'la alay etmiyordum.

I wasn't making fun of Tom.

Benimle alay etti.

He mocked me.

Tom alay etti.

Tom scoffed.

Onlarla alay etme.

Don't make fun of them.

İnsanlarla alay etmeyin.

Don't make fun of people.

Seninle alay etmiyordum.

I wasn't making fun of you.

Onunla alay etme.

Don't make fun of him.

Benimle alay ediyorsun.

You're mocking me.

Tom'la alay etme.

Don't make fun of Tom.

Onunla alay etmeyin.

Don't tease her.

Sadece alay ediyorum.

I'm just teasing.

Onlarla alay etmeyin.

Don't tease them.

Onlarla alay etmiyordum.

I wasn't making fun of them.

Bizimle alay etmemelisin.

You shouldn't make fun of us.

Onlarla alay etmemelisin.

You shouldn't make fun of them.

Benimle alay etmemelisin.

You shouldn't make fun of me.

Benimle alay etme.

Don't mock me.

Öğretmenle alay etti.

He made fun of the teacher.

Tom'la alay etmemelisin.

You shouldn't make fun of Tom.

Kaplanla alay etmeyin.

Do not mock the tiger.

Alay ediyorsun, umarım.

You're being sarcastic, I hope.

Alay, aptalların yemeğidir.

Ridicule is the food of fools.

Alay aptalların yiyeceğidir.

Derision is the food of fools.

Seninle alay etmeyeceğim.

I won't make fun of you.

Çocuk kızla alay etti.

The boy made fun of the girl.

O çocukla alay etmeyin.

Don't make fun of that child.

Arkadaşları tarafından alay edildi.

She was laughed at by her friends.

O, kocasıyla alay etti.

She made fun of her husband.

Onlar benimle alay ettiler.

They made fun of me.

Bugün okulda alay edildim.

- I was laughed at in school today.
- I got laughed at at school today.

Benimle alay mı ediyorsunuz?

Are you making fun of me?

Benimle alay etmeyi bırak.

Stop teasing me.

Çocuklar benimle alay ederdi.

The boys used to make fun of me.

Sadece alay ettiğini söyledin.

You said that you were just teasing.

Tom sadece alay ediyordu.

- Tom was just teasing.
- Tom was only teasing.

Tom aksanımla alay etti.

Tom made fun of my accent.

Biz seninle alay etmiyoruz.

We weren't making fun of you.

Onlar seninle alay ediyor.

- They're mocking you.
- They're making fun of you.

Benimle alay etmekten vazgeç!

Stop making fun of me!

Seninle asla alay etmedim.

I would never make fun of you.

Sadece seninle alay ediyordum.

I was just teasing you.

Benimle alay mı ediyorsun?

- Are you pulling my leg?
- Are you mocking me?

Onların komşularıyla alay etmiyorum.

I'm not teasing their neighbors.

Onların hepsi alay etti.

They all scoffed.

Tom'la alay etmeyi durdur.

Stop teasing Tom.

Benimle alay etme. Ciddiyim.

Don't make fun of me. I'm serious.

Onlarla alay etmeye gidelim.

Let's go make fun of them.

Onunla alay etmeye gidelim.

Let's go make fun of him.

O şiirimle alay etti.

She scoffed at my poem.

Diğer insanlarla alay etme.

Don't make fun of other people.

Yaşlı insanlarla alay etmeyin.

Don't make fun of old people.

Tom fikrimle alay etti.

Tom ridiculed my idea.

Tom herkesle alay eder.

Tom makes fun of everybody.

Benimle acımasızca alay ediyorlar.

They tease me mercilessly.

Tom öğretmenle alay etti.

Tom made fun of the teacher.

Öğretmen Tom'la alay etti.

The teacher made fun of Tom.

Ben çok alay edildim.

I got teased a lot.

Tom benimle alay ederdi.

Tom used to make fun of me.

Herkes benimle alay etti.

- Everyone made fun of me.
- Everybody made fun of me.

Benimle alay etmeyi kes.

Stop making fun of me.

Benimle alay etme, Tom.

Don't mess with me, Tom.

- Onlar Mary ile alay ettiler.
- Onlar Mary ile alay etti.

They made fun of Mary.

Bunun hakkında onunla alay ettik.

We made fun of him about this.

Mary alay edilmeye alışkın değildir.

Mary is not used to being made fun of.

O bizim cehaletimizle alay etti.

He made fun of our ignorance.

Sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.

He was made fun of by his classmates.

Onlar yeni öğrenciyle alay ettiler.

They teased the new student.

Onunla alay etmemek elimde değil.

I can't help making fun of him.

Dinsiz, piskoposun yorumuyla alay etti.

The irreligious scoffed at the bishop's interpretation.

- Onlara gülmeyin.
- Onlarla alay etmeyin.

Don't laugh at them.

Tom Ken ile alay ediyor.

Tom is mocking Ken.

Benimle alay ediyorsun, değil mi?

You're mocking me, aren't you?

O makale vejetaryenlerle alay ediyor.

- This article makes fun of vegetarians.
- That article makes fun of vegetarians.

Yabancıların Japoncadaki hatalarıyla alay etmeyin.

Don't make fun of foreigners' mistakes in Japanese.