Translation of "Gidiyorlar" in English

Gidiyorlar.

- They are going.
- They're going.

Onlar gidiyorlar.

- They are going.
- They're going.

Alışverişe gidiyorlar.

- They are going shopping.
- They go shopping.

Onlar eve gidiyorlar.

They are on their way home.

Onlar Ishikawa'ya gidiyorlar.

They're going to Ishikawa.

Onlar Londra'ya gidiyorlar.

They are leaving for London.

Daha kötüye gidiyorlar.

They're getting worse.

Yarın Nîmes'e gidiyorlar.

They are going to Nîmes tomorrow.

Onlar ayakkabısız gidiyorlar.

- They go without shoes.
- They go barefoot.

Onlar yavaş gidiyorlar.

They go slowly.

Doğruca cehenneme gidiyorlar.

They are going straight to hell.

Bulgaristan'a tatile gidiyorlar.

They are going to Bulgaria on vacation.

Çocuklarım Köln'e gidiyorlar.

My children are going to Cologne.

Bir bara gidiyorlar.

They go to a bar.

Onlar nereye gidiyorlar?

Where are they going?

Telef olup ölüp gidiyorlar

they go to waste and die

Onlar Himeji kalesine gidiyorlar.

They go to Himeji castle.

Çocuklar bugün plaja gidiyorlar.

The children are going to the beach today.

Öğrenciler okula aceleyle gidiyorlar.

Students are hurrying to school.

İnsanlar neden sinemaya gidiyorlar?

Why do people go to the movies?

Bir yardım etkinliğine gidiyorlar.

They're going to a charity event.

Böyle aceleyle nereye gidiyorlar?

Where are they going in such a hurry?

Çocuklarımız hâlâ okula gidiyorlar.

Our children still go to school.

İtalya'ya tatile mi gidiyorlar?

Are they going to Italy for a holiday?

Şimdi onlar kiliseye gidiyorlar.

They're leaving for the church now.

Türkiye sınırına doğru gidiyorlar.

They are heading towards the boarder with Turkey.

- Sami ve Leyla sahile gidiyorlar.
- Sami ve Leyla plaja gidiyorlar.

Sami and Layla are going to the beach.

Demiryolu işçileri yarın greve gidiyorlar.

The railroad workers are going on walkout tomorrow.

Tom ve Mary eve gidiyorlar.

- Tom and Mary are on their way home.
- Tom and Mary are on their way back home.

Tom ve Mary pazara gidiyorlar.

Tom and Mary go to the market.

Şu ikisi dışarı gidiyorlar mı?

Are those two going out?

Onlar sadece oradaki dükkâna gidiyorlar.

They are just going to the store over there.

Mary ve Tom liseye gidiyorlar.

Mary and Tom go to high school.

Tom ve Mary gidiyorlar mı?

Are Tom and Mary going?

Tom ve Mary Boston'a gidiyorlar.

Tom and Mary are going to Boston.

Ondoy ve arkadaşı kent merkezine gidiyorlar.

Ondoy and his companion are going downtown.

Tom ve Mary yarın Boston'a gidiyorlar.

Tom and Mary are going to Boston tomorrow.

- Onlar nereye gidiyorlar?
- Onlar nereye gidiyor?

- Where are they going?
- Where are they going to?

Tom ve Mary alışveriş merkezine gidiyorlar.

Tom and Mary are going to the mall.

Tom ve Mary aynı okula gidiyorlar.

Tom and Mary go to the same school.

Tom ve Mary birlikte kiliseye gidiyorlar.

Tom and Mary go to church together.

Tom ve Mary Boston'a kiminle gidiyorlar?

Who are Tom and Mary going to Boston with?

Arif gibi bir düzenbazın peşine gidiyorlar dedi

He said they're going after a trickster like Arif.

çocuğu olmayanlar ise yine o bölgeye gidiyorlar

those who have no children go to that area again

- Şimdi nereye gidiyorlar?
- Onlar şimdi nereye gidiyor?

Where are they going to right now?

Üniversite şehirlerinde insanlar sürekli geliyorlar ve gidiyorlar.

In university towns, people are constantly coming and going.

- Onlar yalınayak gidiyorlar.
- Onlar çıplak ayakla yürüyorlar.

They go barefoot.

Tom ve Mary birlikte bir konsere gidiyorlar.

Tom and Mary are going to a concert together.

Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.

Drawn by moonlight reflecting off the water, they head for the ocean.

Tom ve Mary yarın akşam bir dansa gidiyorlar.

Tom and Mary are going to a dance tomorrow evening.

- Neden insanlar sinemaya gidiyor?
- İnsanlar neden sinemaya gidiyorlar?

- Why do people go to the movies?
- Why are people going to the movies?
- Why do people go to the cinema?

Onlar üç gün içinde gidiyorlar. Yani 10 Haziran'da.

They are leaving in three days, that is to say June 10th.

Tom ve Mary ikisi de gidiyorlar, değil mi?

Tom and Mary are both leaving, aren't they?

Tom ve Mary pizza yemek için şehir merkezine gidiyorlar.

Tom and Mary are going downtown to eat pizza.

Tom ve Mary yarın sabah erken saatlerde Avustralya'ya gidiyorlar.

Tom and Mary are leaving for Australia early tomorrow morning.

Tom ve Mary neredeyse her sabah birlikte okula gidiyorlar.

Tom and Mary go to school together almost every morning.

İşlerin daha iyi olacağını umuyorduk, ama olduğu gibi, kötüye gidiyorlar.

We expected that things would get better, but, as it is, they are getting worse.

Emily Danca öğreniyor, çünkü o ve anne babası bu yaz Danimarka'ya gidiyorlar.

Emily is learning Danish, because she and her parents are going to Denmark this summer.

Onlar çoğu zaman birlikteler ve operaya gidiyorlar ya da sanat galerilerini ziyaret ediyorlar.

They are often together, and go to the opera or visit art galleries.

- Tom ve Mary yarın gidiyorlar.
- Tom ve Mary yarın ayrılıyorlar.
- Tom ve Mary yarın yola çıkıyorlar.

Tom and Mary leave tomorrow.